Nefsinize zulüm” tabirinden kasıt; Allah’ın yasak ettiği yolda yürümek demektir. Şöyle ki; bir insan ister Allah’a isyan etmiş olsun, ister diğer insanlara zulmetmiş, isterse kendine zulmetmiş olsun, aslında o her defasında kendine zulmetmiş demektir. Çünkü haksızlık yapan, er veya geç o haksızlığın karşılığını görür. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Kim bir günah kazanırsa onu sırf kendi aleyhine kazanmış olur.” buyrulmaktadır. Bu açıdan baktığımızda örneğin şirk, inkâr, âyetleri yalanlama, ahiret gününe inanmama gibi tutumlar da itikadi açıdan nefse karşı işlenen bir zulüm olarak değerlendirilirler.

“Biz onlara zulmetmedik, asıl onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince Allah’tan başka taptıkları tanrılar, kendilerine hiçbir fayda vermedi. Hatta onların ziyanlarını arttırmaktan başka bir şeye yaramadı.” (Hud, 11/101)
“Âyetlerimizi yalan sayarak sırf kendi kendilerine zulmeden o kimselerin hali, ne çirkin bir ibret levhasıdır!” (A’raf, 7/177)

Kur’an-ı Kerim’de “Nefsine Zulüm” Tabiri Nerelerde Geçer?

Konuya ameli açıdan yaklaştığımızda da görüyoruz ki Kur’an-ı Kerim’deki pek çok âyet-i kerime büyük ve küçük günahlar manasında birçok davranışı “nefse zulüm” içerisinde mütalaa etmiştir. Adam öldürmek, Allah’ın çizdiği sınırları aşmak, kadınları boşadıktan sonra yanlarında tutarak onların evlenmelerine mani olmak vs. bunlar hep kişinin nefsine karşı işlemiş olduğu zulümlerdir. Kur’an-ı Kerim’de “nefsine zulüm” tabiri, iki yerde ism-i fail olarak nefse muzâf halde (Nisa, 4/97; Nahl, 16/28) âyetlerinde geçmektedir. Diğerleri ise fiil-mef’ûl olarak geçmektedir.

Nefse zulüm konusunda Kur’an-ı Kerim’de dikkatimizi çeken bir husus da şudur: Kur’an-ı Kerim’de dört yerde, işlenen günah dolayısıyla nefse yapılan zulüm itiraf edilerek Cenab-ı Hakk’tan mağfiret dileniyor. Bu dualar Cenab-ı Hak tarafından icabet görüp kabule mahzar oluyor. Aşağıda meallerini vereceğimiz bu dualarda sanki müminlere örnek bir duanın nasıl yapılacağı öğretiliyor. Önce günahımızı, suçlu olduğumuzu kabul, itiraf ve ikrar edeceğiz, sonra Cenab-ı Hakk’tan mağfiret dileyeceğiz.

Adem (as) ve Havva validemiz yasak meyveyi yedikten sonra pişman olup, Cenab-ı Hakk’tan telakki ettikleri kelimelerle şöyle istiğfar ettiler: “Dediler ki: Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.”(A’raf, 7/23)

Aynı şeyin Yunus (as)’un duasında da geçtiğini görüyoruz: “Zünnûn’u da hatırla. Hani öfkelenerek halkından ayrılıp gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde ‘Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum.’ diye dua etti.”(Enbiya, 21/87)

Sebe melikesi Belkıs da Allah’tan mağfiret dileyip Müslüman olurken aynı ifadeleri kullanmıştı: “… Belkıs, Ey Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmetmiştim. Şimdi ise Süleyman ile birlikte alemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum, dedi.”(Neml, 27/44)

Konumuzun başında, “İnsan ister Allah’a, ister diğer insanlara, isterse kendi nefsine zulmetmiş olsun, sonuç itibarıyla aslında o kendi nefsine zulmetmiştir. Çünkü insanın işlediği bütün günahlar ancak kendi aleyhinedir.”.

Nefsine Zulmeden Kişinin Durumu Nedir?

İnsanın kendi nefsine zulmetmesi ile ilgili bütün bu yazdıklarımızdan sonra şu sonuca varabiliriz. İnsanın nefsine zulmü şâyet Allah’a şirk koşmasından kaynaklanıyor idiyse Allah Teala bunu bağışlamayacağını Nisa sûresi’nde bize bildiriyor. Şâyet kişinin nefsine zulmü başkalarının hukukuna tecavüzden kaynaklanıyorsa, bu kişinin hak sahiplerine haklarını verip onlardan helallik almaktan başka tövbesi bulunmadığı için hiçbir amel bu suçun ve bu günahın azabından kişiyi kurtaramaz. Çünkü hadis-i şeriflerde bize bildirilen, yapılan haksızlıkların kimsenin yanına kâr kalmayacağı, ahiretle Allah Teala’nın mazlumun hakkını zalimden alacağı şeklindedir.

Şâyet kişinin nefsine zulmü bu iki alanın dışında ise mağfiret talebinde bulunulduğunda Cenab-ı Hak bu kimseler için çok bağışlayıcı ve esirgeyici olduğunu bildiriyor: “Kim bir kötülük eder veya günah işleyerek nefsine zulmeder de sonra Allah’tan af dilerse, Allah’ı Gafûr ve Rahîm bulur.” (Nisa, 4/110)

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.

Bazı Merak Edilen Sorular:

NAMAZINI KILMAYAN BİRİNE NAMAZIN ÖNEMİNİ NASIL ANLATABİLİRİM?

BAZI ÇEVRELER HER VESİLEYLE İSLAM ALEMİNİN BUGÜNKÜ PERİŞAN HÂLİNE İSLAM’IN SEBEP OLDUĞUNU İDDİA EDİYOR VE …

İNSANDA BULUNAN NİFAK, KİBİR, HASET GİBİ RAHATSIZLIKLAR TAM OLARAK NASIL TEDAVİ EDİLİR?

İSRAİL ZULMÜNÜ ENGELLEMENİN EN ETKİLİ YOLU VE ÇARESİ NEDİR?

“ERKEĞİN ZULMÜNDEN DOLAYI YAŞ DÖKEN KADIN…” SÖZÜ HZ. ALİ’NİN Mİ?