Değerli kardeşimiz,
Hanefi ve Malikilere göre, rükuda ve rükudan kalkmada iftitah tekbiri dışında elleri kaldırmak sünnet değildir. Çünkü Hanefiler ile Malikilere göre Hz. Peygamber (as)’den sahih bir rivayet gelmemiştir. Dayandıkları delil İbni Ömer’den rivayet edilen şu hadistir:
“Hz. Peygamber (as) namaza başlayınca ellerini kaldırır, sonra bir daha ellerini kaldırmazdı.”(1)
Bu delillerin ikincisi İbni Mesud (ra)’un fiilidir. Şöyle demiştir:
“Size Resulullah (as)’ın namazını kıldırayım mı? Namaz kıldırdı ve ellerini iftitah tekbirinden başka yerde kaldırmadı.”
Bir ifade de şöyle denilmiştir.
“İlk defa ellerini kaldırır, sonra bir daha kaldırmazdı.”(2)
Yine şöyle demiştir:
“Resulullah (as) ile namaz kıldım. Ebu Bekir ve Ömer ile de beraber namaz kıldım. Onlar iftitah tekbiri dışında ellerini kaldırmazdı.”(3)
Şafiiler ile Hanbelilere göre iftitah tekbiri dışında rükuda, rükudan kalkışta iki eli kaldırmak sünnettir. Çünkü mütevatir sünnette yirmi bir sahabeden bu durumun rivayeten sabittir.(4)
Bunlardan biri, üzerinde ittifak edilen İbni Ömer’in hadisidir. Şöyle demiştir:
“Hz. Peygamber (as) namaza kalkınca iki elini omuzlarının hizasına gelecek şekilde kaldırır, sonra tekbir alırdı. Rüküya varmak isteyince de ilk tekbirde olduğu gibi yine iki ellerini kaldırır ve şöyle derdi:
“Semi allahu limen hamideh. Rabbena ve lekel hamd.”(5)
Şafiiler kendilerince doğru kavilde şunu ilave etmişlerdir. Nitekim Nevevi’nin de görüşü budur: “Birinci teşehhütten kalkınca yine elleri kaldırmak müstehaptır.
Bunun dayandığı delil Nafi’in hadisidir. Nafi (ra) şöyle demiştir:
“İbn Ömer (ra) namaza girdiği zaman tekbir getirir ve ellerini kaldırırdı. Rüküya gidince de ellerini kaldırırdı. İbn-i Ömer bu durumu Hz. Peygamber (a.s.)’ e kadar ref etmiştir.”(6)
Buna göre, Şafilerde, imam olsun, imama uysun, tek başına kılsın cemaat halinde bulunsun, kadın veya erkek olsun her namaz kılan, namaza başlarken, tekbir getirip rükuya giderken, rükudan başını kaldırırken ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır. (el-Ümm, refü’l-yedeyn fi’t-tekbîr: 1/103, 104)
Ancak bu tekbir namazın hey’at sünnetlerindendir. Terk edildiğinde sehiv secdesi gerekmez, namaz geçerli olur. Ama sünnet terk edilmiş olur.
Dipnot:
(1) Hafız ibn-i Hacer şöyle demiş : “Bu hadis mağlub ve mevzudur.” Neylü’l-Evtar
(2) Bu hadisi Ebu Davut ile Nesei ve Tirmizi rivayet etmişlerdir. Tirmizi hadis için hasen demiştir. Nasbu’r-Raye, I/394.
(3) Bu hadisi Darekutni ile Beyhaki rivayet etmiş olup zayıftır. Doğrusu hadis mürseldir. a.g.e. I/396.
(4) en-Nazmu’l-Mütenasir Minel-Hadisi’l-Mütevatir, 58.
(5) Neylü’l-Evtar, II/179-182.
(6) Buhari Sahih’ inde rivayet etti. El-Mecmu”, III/424.
(bk. Prof. Dr. Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Cilt II)
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin 🙂
Yorumlar (0)