Ehli sünnet, din hayatında Peygamber aleyhisselamın sünnetini esas alarak yaşayanlar demektir. Bu da onların bidatlere karşı hassas olmalarından kaynaklanır yoksa hiçbir Müslüman Peygamber aleyhisselamın sünnetine karşı bir tavır aldığını söylemez. Her şeye rağmen mü’minlerle bir arada bulunmayı gaye edindikleri için de isme “cemaat” ilavesi yapılmıştır. Kısaca, EHL-İ SÜNNET VE’L-CEMAAT denmektedir.

Bu manada ehl-i sünnet, yüzde yüz ilk nesillere uymaktadır. Birinci, ikinci ve üçüncü nesil için çok rahat bir şekilde ehli sünnet denir. Daha sonraki nesillerde ise ehl-i sünnet, yaygın ekoller, akımlar arasında bir ekole dönüşmüştür ne yazık ki. (1)

Sahih İslam’ın İlkeleri ve İlk Dönemlerde Onu Diğerlerinden Ayıran Özellikleri Nelerdir?

Son peygamberin teb­ligat ve uygulamalarının ilk muhatapla­rı sahabe topluluğu olduğundan; İslâm’ın temel konularında onların anlayış, uy­gulama ve rivayetleri Allah’ın muradına ve Peygamber’in sünnetine uygun dü­şen bir yol olarak kabul edilmelidir. Bu sebeple Müslüman çoğunluk daima bu yolu takip etmeye çalışmıştır.

Ehli sün­net âlimlerine göre naslardan isabetli hükümler çıkarmak ve ihtilaflı konuların çözümüne ulaşabilmek için anlamı açık olan muhkem âyetlerden hareket etmek, sahih hadislerin beyanlarını dikkate al­mak, nasları bütünlük içinde anlamaya çalışmak, naklî ve aklî bir zaruret bulun­madıkça nasların zahirine bağlı kalıp ak­lı nakle tâbi kılmak gerekir.

Nas bulun­mayan konularda ise aklın temel ilkele­rine başvurularak Kur’an’ın genel muh­tevasına ve özüne uygun bir şekilde ictihad etmek lâzımdır. Ancak nassın bulunduğu konularda ve dinin temel esaslarını belirlemede akla bağımsız yetki verilemez. Ehl-i sünnet­çe benimsenen bu temel ilkeler dışın­da genel prensipleri ve mezhebin itikadî görüşleri, zamanın şartlarına ve Ehl-i sünnet bünyesindeki gruplara göre az çok farklılık göstermiştir.

Başlangıç devrine ait kaynaklarda ‘Hulefâ-yi Râşidîni meşru kabul etmek, imanın amelden ay­rılmadığına ve amelin imana dahil bu­lunduğuna inanmak. Kur’an’ın Allah ke­lâmı olup yaratılmadığını benimsemek, her şeyin ilâhî kadere göre vuku bul­duğuna, ilâhî sıfatların gerçekliğine ve bunların kadîm olduklarına, Allah’ın âhirette görüleceğine inanmak’ gibi belli te­lakkiler Ehl-i sünneti diğer mezhepler­den ayıran görüşler olarak kaydedilir.

Kaynak (1): Fetva Meclisi
Kaynak (2): Sorularla İslamiyet 

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.

Bazı Merak Edilen Sorular:

KREDİ ÇEKMENİN GÜNAH OLDUĞUNU ÖĞRENDİK. BUNUN GÜNAHINDAN NASIL KURTULABİLİRİZ?

KÜÇÜK KIZ ÇOCUKLARININ MAYO İLE YÜZMELERİ CAİZ Mİ?

TEVRAT HAK KİTAPSA, HZ. İSA NEDEN PEYGAMBER OLARAK GÖNDERİLMİŞTİR?

DİNİ İÇERİKLİ FİLM YAPMAK VE İZLEMEK CAİZ MİDİR?

PEYGAMBERLER CENNETE GİRMEK İÇİN KIYAMET GÜNÜNÜ MÜ BEKLEMEKTEDİR, YOKSA ÖLÜNCE RUHLARI CENNETE GİRER Mİ?