Terim olarak huşu; bir yandan çekinmek, korkmak, boyun eğmek gibi kalbin bir eylemi, diğer yandan sükûnet içinde olmak, hareketsiz duruş sergilemek gibi organların bir eylemi olarak kendini gösterir.

“Muhakkak ki, iman edenler kurtulmuştur. Onlar öyle kimselerdir ki, namazlarını huşu ile kılarlar.” (Müminun, 23/1-2) mealindeki ayette bu manayı görebiliriz.

Fakat şu da bir gerçektir ki, bir çok müslüman sürekli olarak samimi bir şekilde namaz kıldığı ve kılmak istediği halde, insanî bir gaflet hali yaşayabiliyor ve her an huşu içinde olamıyor. O halde bu dermansız derdin teşhisini doğru koymak gerekir.

Hz. Ali anlatıyor: Hz. Peygamber (a.s.m), rükûda şu duayı okuyordu:
“Allah’ım! Senin için rükûa vardım, sana iman ettim, sana teslim oldum. Kulağım, gözüm, beynim(iliğim), kemiğim ve damarım(sinirim), sana karşı huşu içerisine girmiştir.” (Müslim, Müsafirin, 201)

Namazdaki Huşuun İki Unsuru: Tahliye / boşaltma ve tahliye / doldurma

Tahliye: Arapça orijinli bu kelimenin üçüncü harfi “h”, خ noktalıdır. Türkçe’de “evi tahliye etme”, bu anlamdadır.

Konumuzla ilgili olarak; namaz kılanın iç âlemini arındırması, temizlemesi, namazla ilgili olmayan düşünceleri kalbinden çıkartıp atması, duygu ve düşünce yuvasını -Rabbinin huzurunda- huzurunu bozan her türlü tasavvurlardan tahliye etmesi anlamına gelir.

Tahliye: Yine Arapça orijinli olan bu kelimenin üçüncü harfi “h” ise, -gözlü “ha” değil- noktasız “hı” ح dır. Süslemek, ziynet eşyasıyla donatmak anlamına gelir.

Namazda tahliye demek; Namaz kılan kimsenin kalbini, aklını, duygularını, bütün iç âlemini ilâhî huzurla canlandırması, namazın hakikatleriyle süslemesi demektir.

Masivanın (Allah’ın dışındaki varlıkların) manevî kirlerinden temizlenmeden, gerçek anlamda Allah’ın manevî huzuruna çıkmak ve huşu” mertebesine ulaşmak mümkün değildir.

Çünkü insanın duyguları, birer sarmaşık otu gibi, meşgul oldukları şeylere yapışıp kalırlar. Bunların ellerini/pençesini masivadan çektirmeden, Yüce Allah’ın huzuruna çıkmak ve huşua ermek çok zordur. Ayranla dolu bir kabı sütle doldurmak için ayranı boşaltmaktan başka çare var mı? Bu fizik kuralı, meta-fizik için de geçerlidir. Kalp de bir kaptır; içindeki masiva ayranını dökmeden huzur ve huşu sütünü dolduramazsınız.

Sonuç olarak, namazı huşu ile kılmak, beden ve ruh bütünlüğüne ermektir. Buna ulaşmak için maddi ve manevi hazırlık yapmak gerekir.

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.

İslamiyet Hakkında En Çok Merak Edilen Sorular:

MÜSLÜMAN OLMAYAN DİĞER DİNLERİN TABİLERİ CENNETE GİREBİLİR Mİ?

GDO,HAKKINDA İSLAM NE DİYOR? MÜSLÜMANLARIN BUNLARI TÜKETMELERİ CAİZ MİDİR?

LOGOSU VEYA İSMİ MİTOLOJİK KÖKENLİ MARKALARI KULLANMAK CAİZ Mİ

İNSANLIĞIN İLK DİNİ HANGİ DİNDİR?

İSLAMİYET’TEN ÖNCE YAŞAYAN YAHUDİLERİN VE HRİSTİYANLARIN İMANLARI GEÇERLİ MİDİR