1) Önce “Horasan” kelimesi ve bölgesi hakkında biraz bilgi vermek gerekir: “Horasan” kelimesi “hûr/güneş” ve “âsân/doğan” kelimelerinin birleşmesinden ortaya çıkan Farsça bir terkiptir. Yani “Güneş’in doğduğu yer (meşrık), güneş ülkesi, doğu bölgesi” anlamına gelir. (ÇETİN, Osman, “Horasan”, DİA, XVIII, İstanbul 1999, s. 234)
Ayrıca günümüzde Horasan topraklarından olan Merv, Nesa ve Serahs Türkmenistan’da ve Belh ve Herat mıntıkası Afganistan’da ve geri kalan daha büyük kısmı da İran sınırları içindedir. İran’da Horasan bölgesi Meşhed şehrine bağlıdır ve onun toprakları içinde yer alır. Bununla birlikte Horasan, “İran’ın kuzey doğusunda bulunan geniş bir coğrafi bölge” olarak da tarif edilebilir. (HİTTİ, Philip K. Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, I- IV, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 1980. I, 35; Çetin, “Horasan”, DİA, XVIII, 234.)
Hz. Peygamber (sav) zamanında şarkta, meşrıkta, yani Horasan’da diğer kavimler bir yana, Türkler de yaşıyordu.
2) Yedinci yüzyılda Romalılar da Anadolu’nun bir kesimine Horasan’ın kelime anlamında “güneşin doğduğu yer ve meşrık” olarak “Anatolid” derken; yedinci yüzyılın ilk çeyreğinde, Rasulullah (sav) da Horasan için “meşrık = güneşin doğduğu yer” demişti. Türkler Rasulullah’ın “meşrık/doğu” olarak adlandırdığı bir yerden, bir başka meşrıka, bir başka kültürün “Anatolia/Doğu ve Güneşin Doğduğu Yer” olarak andığı topraklara yerleşmişlerdi. Burası da kelime anlamı itibarıyla bir Horasan’dı.
3) Ehlibeyit mensupları tarih içinde yalnız Horasan’a değil. İslam dünyasının sınırları içinde olan her yere dağılmışlardır. Bunun göçenler açısından ve farklı zamanlar itibarıyla farklı sebepleri vardır. Ehlibeyit mensuplarının neden Horasana göçtüğü konusu da ancak “göçün zamanı, göçenler ve bu göçün sebepleri” açılarından ele alınır. Yani filan tarihte filanların göçlerinden söz ediyorsak bunun sebeplerine ulaşabiliriz.
Horasan Müslüman Araplar tarafından Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde fethedilirken de oraya ve fethedilen başka yerlere Müslüman Arap aileler yerleştirilmişlerdi. Bu faaliyet, bölgenin İslamlaştırılması açısından gerekli görülmüştü.
Sonuç olarak tarihin herhangi bir döneminde, Horasan’a göç eden ehlibeyit mensubu aileler ve Iraklı Araplar söz konusuysa, bu göçün tarihi ve göçenler bilindiği takdirde göçün gerçek sebeplerine ulaşmak mümkün olabilir.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
AÇIKTAN HİCRET EDECEK KADAR CESARETLİ OLAN HZ. ÖMER MEKKELİLERE ELÇİ OLMA TEKLİFİNİ AKRABALARI OLMADIĞI GEREKÇESİYLE NEDEN KABUL ETMEMİŞTİR?
HAZRETİ PEYGAMBERE (SAV) İLK VAHYİN İNDİĞİ MAĞARA İLE HİCRET ESNASINDA HAZRETİ EBUBEKİR (RA) İLE SAKLANDIĞI MAĞARA AYNI MIDIR?
PEYGAMBER (ASM)’İN MEDİNE’YE HİCRET EDERKEN KUBA’DA BİR MÜDDET KALMASININ HİKMETİ NEDİR?
PEYGAMBERİMİZ, SÜREKLİ SABİT BİR YERDE KALMAYIN HİCRET EDİN DEMİŞ MİDİR?
HAZRETİ ÖMER’İN BAZI HUYLARI ABARTI VE YANLIŞ MIYDI?
Yorumlar (0)