“Yumuşak davranamayan kimse, bütün hayırlardan mahrum kalmış sayılır.” anlamındaki ifade hadistir (bk. Müslim, Birr 74-76).
Bu hadis Ebü’d-Derdâ radıyallahu anh tarafından farklı bir ifadeyle rivayet edilmiştir. Buna göre Resulullah Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:
“Kime yumuşaklıktan bir nasip verilmişse, ona hayırdan da bir nasip verilmiştir. Kendisine yumuşaklıktan bir nasip verilmeyen kimseye de hayırdan bir hisse verilmemiş demektir.”
Aynı hadisi Hz. Aişe de rivayet etmiştir. Onun rivayetinde yumuşak huylu olan kimseye hem dünyanın hem de ahiretin hayrı verildiği, yumuşak huylu olmayan kimsenin de hem dünyanın hem ahiretin hayrından mahrum kaldığı belirtilmektedir (Begavî, Şerhü’s-sünne, 8/74; Müsned, 6/159).
Yumuşak Davranamayan Kişiler Bütün Hayırlardan Mahrum mu Kalır?
Yumuşak davranamayan kişilerin bütün hayırlardan mahrum kalması, o konuyla ilgili bütün hayırdan mahrum kalması demektir. Yoksa diğer hayırları yok olur anlamında değildir.
Hz. Peygamber (asm) Efendimiz, sakin, ihtiyat sahibi, güzel davrananları hayırlı insanlar olarak ifade buyurmuştur. Ayrıca bu güzel özelliğe sahip olmaları yönünde yeri geldiğince ashabına uyarılarda bulunmuştur. Hz. Aişe’ye yönelik yaptığı şu uyarıları örnek olarak verebiliriz:
Rivayete göre; Yahudilerden bir grup Hz. Peygamber (asm)’in yanına geldiler. Selam verirken “esselamü aleyküm” yerine “ölüm üzerinize olsun” anlamında “essamü aleyküm” dediler. Bunu duyan Hz. Aişe (r.anh.) “Ölüm sizin üzerinize olsun, Allah size lanet etsin.” diye hemen cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm); “Yavaş ol Aişe! Yumuşak hareket et. Sert hareketten ve çirkin sözlerden uzak dur!” dedi (Müslim, Selam, 10).
Yine Hz. Aişe validemizin devesine sert davrandığını gören Hz. Peygamber (asm); “Ey Aişe! Ona yumuşak davran, zira yumuşaklık, bulunduğu her şeyi güzelleştirir. Sertlik bir şeye girerse, muhakkak onu çirkinleştirir.” (Müslim, Birr, 78-79).
İlgili hadislerden anlaşıldığı üzere Hz. Peygamber (asm), özellikle öfke anında ortaya çıkan şiddetli hale karşı, sakin olmayı öğütlemekte, sert tavrın ve sözlerin huy olarak insanın ahlakını kötüleştirdiğini vurgulayarak, hilm ahlakının güzelliğini ortaya koymaktadır.
Özellikle Hz. Aişe annemize yönelik uyarılarında hem insanlara karşı muamelede hem de diğer canlılara karşı muamelede yumuşak davranmanın gerekli olduğu da anlaşılmaktadır.
Efendimiz (asm) bu teşviklerinden birinde şöyle der:
“Allah, yumuşak tabiatlı olanları, zengin olup iffet sahibi olanları, nüfusu kalabalık olmakla birlikte fakir ama muttaki olanları sever. Çirkin söz söyleyen ve sürekli dilenen ahmakları sevmez.” (Gazali, İhya, 3/398).
Buna göre halim kimse, rıfk sahibi olup, insanlara, hayvanlara ve diğer canlılara karşı tavrı yumuşak olan kişi demektir. Böylece bu tutum ve davranışa uygun davranan kimse, o işin bütün hayrını almış olur, aksine tavır ve davranışta bulunan kimse ise onun bütün hayrını kaybetmiş demektir.
Demek ki yumuşak başlılık Allah’ın bir lütfudur. Bir kimsenin tabiatında yumuşaklık yoksa, insanlara iyi davranmak elinden gelmiyorsa, herkese katı, kaba ve kırıcı davranıyorsa, o kimse bütün iyiliklerden ve güzelliklerden mahrum kalmıştır.
Özetle;
– İnsanlara karşı anlayışlı davranan, onlarla iyi geçinen kimse bütün hayırları elde etmiş demektir.
– Geçimsiz, kaba ve kırıcı kimseler de bütün hayırlardan mahrum kalmış sayılır.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
KALP KALPE KARŞIDIR SÖZÜNÜN ANLAMI NEDİR?
KALP YUMUŞAKLIĞI NEDİR?
TAM ANLAMI İLE KALPTEN ALLAH’A NASIL TESLİM OLABİLİRİZ?
KALP KARARMASI NASIL OLUR, KALBİN ÖLÜMÜ NE DEMEKTİR?
KÖTÜ ALIŞKANLIKLARIMIZDAN NASIL KURTULABİLİRİZ?
Yorumlar (0)