İmam Buhari’nin “ed-Duafaü’s-Sağir” isimli eserinin 388 nolu maddesinde şu ifadeler geçmektedir: “Bize bizim bir arkadaşımız Hamdeveyh’ten tahdis etti dedi ki: Ben Muhammed b. Mesleme’ye dedim ki: Numan’ın görüşü bütün beldelere girdiği halde Medine’ye dahil olmadı. Dedi ki: Muhakkak Allah’ın Rasülü (sav) şöyle dedi: Oraya deccal ve taun giremez, o deccallerden bir deccaldır.”

Dikkat edilirse, bu rivayetin senedinde meçhul yani bilinmeyen bir kişi vardır. Çünkü “Bize bizim bir arkadaşımız Hamdeveyh’ten tahdis etti.” diye başlamaktadır.

Bu rivayet meçhul bir ravi kanalıyla aktarılmış olduğu için senet yönünden itibar edilmez.

Muhtevası açısından ise hiçbir şekilde realiteyi yansıtmamaktadır. Zira Ebu Hanife’nin fıkhı Medine ve Hicaz bölgesine, Ebu Hanife’in sağlığında girmiştir. Daha sonra ise Harun er-Reşid’in son döneminden Osmanlı imparatorluğunun yıkılışına kadar İslam toplumlarında Ebu Hanife’in mezhebine göre hükmedilmiştir.

Bu durumda ravilerin düştüğü durum, hadisin onları yalanlamasıdır. Zira Hz. Peygamber (asm)’den nakledilen sahih bir hadisin meydana gelmemesi söz konusu olamaz. Şu halde haberin Muhammed b. Mesleme veya bir başka hadis imamına nisbet edilerek uydurulduğu ve bunu ravilerden birinin yapmış olmasının dışında bir izahı olamaz.

​Şu halde, haberin kendisi uydurma olduğunu ifade etmektedir.

İmam Buhari’nin İmam Ebu Hanife (r. anhüma) hakkında yer verdiği başka eleştirileri de vardır (Buhari, et-Tarihu’l-kebir, Beyrut, 8/81; et-Tarihu’s-sağir, Beyrut, 1986, 2/41, 43, 93).

Bu ve diğer bütün eleştirileri değerlendirirken dikkate alınması gerekenler vardır:

1. İmam Buhari gibi büyük bir alimin, kitaplarında, İmam Azam gibi ilim, vera, zühd ve sadakat abidesi bir şahsiyet hakkında bazı asılsız cerh edici rivayetlere yer verirken, tadil rivayetlerinden hiç söz etmemesi tabii olarak dikkat çekicidir.

2. İmam Buhari’nin İmam Ebu Hanife ile alakalı olarak zikrettiği rivayetleri teker teker ele aldığımızda, hem senet hem de metin itibariyle oldukça problemli olduğu görülmektedir. Elbette ki, Buhari’nin mezkur rivayetlerdeki bu problemleri görmemiş olduğu söylenemez; ancak, onun böyle problemli rivayetlere kitaplarında niçin yer verdiği noktasında düşündüğümüzde, bize en makul gelen ihtimal şudur:

İmam Buhari, Hz. Peygambere (sav) nispet edilen hadislerin en sahihlerini toplamayı hayatının gayesi yaptığı için, zamanındaki ehl-i hadis ile daha çok hem hal olmuştur. Özellikle Ebu Hanife karşıtlığı ile iştihar etmiş olan el-Humeydi başta olmak üzere, kendilerinden hadis dinlediği alimlerin çoğunun, umumiyetle bir kötüleme sıfatı olarak kullanılan “Ehl-i rey”, ama hususiyle de Ehl-i reyin imamı olarak gördükleri İmam Ebu Hanife karşıtlığı ortak noktasında birleştikleri görülmektedir. Öyle anlaşılıyor ki İmam Buhari, hocalarının ve çevresinin Ebu Hanife hakkındaki kanaatlerinden etkilenmiş ve onun, şahsi reyini Hz. Peygamberin (sav) hadisine tercih ettiği, şeklindeki isnatların doğru olabileceğine ihtimal vermiştir.

3. İmam Buhari’nin, kitaplarında söz konusu rivayetlere yer vermesinin sebebi ne olursa olsun, bugün için elimizdeki bilgi ve belgeler, objektif ilmi kıstaslarla incelendiğinde, mezkur cerh ifadelerinin geçersiz olduğunu söylememiz gerekir. Söz konusu rivayetlerin ya Ebu Hanife karşıtlığı ile bilinen kişiler tarafından nakledilmesi veya rivayet zincirlerinde kopukluğun bulunması bunun açık delilidir (bk. Prof. Dr. Mehmet Erdem, İmam Buhari’nin Kitaplarında İmam Ebu Hanife Hakkındaki Rivayetlerin Tespit ve Tahlili, Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi 2016 Cilt: 5, Sayı: 2, s. 70-83).

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.

Bazı Merak Edilen Sorular:

İFTAR NEDİR? İFTAR İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER NELERDİR?

BAL ŞİFALI MIDIR? KURAN VE HADİSLER BU KONUDA NE DİYOR?

HADİS-İ KUDSİ İLE AYETLER VE DİĞER HADİSLER ARASINDA NE FARK VARDIR?

HADİSLERE BAKMAMIZIN ŞART OLDUĞUNU İSPAT EDİCİ AYETLERİ YAZAR MISINIZ?

BUHARİ VE MÜSLİM HADİSLER SAHİH HADİS OLARAK KABUL EDİLİYOR, BUNUN DELİLİ NEDİR?