Terakkinin zıddı olan “irtica” kelimesi, Arapça “Ricat” kökünden türetilmiştir. “İstif’al” babından “İrtica” olarak dilimize girmiştir. Lügatte “geri dönmek” demek olan bu kelime Türkçede, yeniliklere değer vermeyip her yönüyle eskiyi özlemek veya eski düzeni getirmeye çalışmak anlamını ifade eder. Ayrıca Batı dillerinde “Etkiye karşı, tepki göstermek” manasına gelen bu kavram, İngilizce’de “Reaction”, Fransızca’da “Réactione” ve Almanca’da “Reaction” kelimeleriyle karşılanmaktadır.
İrtica kavramı dinî alanda da farklı biçimlerde algılanmaktadır. Bir yönüyle dinden sapmak, tekrar cehalet ve şirk hayatına dönmektir. Örneğin, Yemen ve Necd Araplarından bir kısmının daha önce İslam’a girdikleri halde Cahiliyye dönemindeki örf, adet ve batıl inançlarına geri dönmeye teşebbüs etmeleri, özellikle zekat vermemeleri ve savaşlarda görev almaktan kaçınmaları Halife Hazreti Ebu Bekir (ra) tarafından, mücadele edilmesi gereken “irticaî” bir hareket olarak görülmüştür.
İrtica Nasıl Bir Zihniyettir? İslamiyetle İrticanın Bir İlişkisi Var mıdır?
1. Sonuç olarak İrtica, İslam öncesi vahşet döneminin inancı, siyasi despotizmi, ırkçılığı ön plana çıkaran yapısı ve içtimaî hayatı tanzim eden kölelik zihniyetini de içine alan ekonomik ve sosyal adetlerine dönüştür. Ayrıca İslamiyet bu yapıyı ortadan kaldırarak hak ve hürriyetleri savunan, köleliği kaldıran, kadına hakkını en güzel şekilde veren ve sosyal hayata katan, toplumda adaleti sağlayan, ekonomik yönden faizi kaldırarak zekat gibi yardımlaşma müessesesini getiren bir sosyal hayatı ve seçime dayalı bir siyasi hayatı getirmiştir. Bu yapıdan geriye dönüş irticadır, Cahiliyyeyi istemektir. Dolayısıyla irticanın İslamiyet ile hiç mi hiç ilgisi yoktur.
2. Tarihte statükoyu savunan ve gününü gün eden idareciler ve zengin kesimler çağdaş yeniliklerin kendi rahatlarını bozacağı vehminden dolayı her yeniliğe karşı çıkmışlardır. Bunun için de güç odaklarını çeşitli vesilelerle tahrik ederek kendi emellerine alet etmişler ve asker gücünü de kullanarak statükonun devamını sağlamışlardır. Bunun için zaman zaman taassubu, zaman zaman da bazı hassas noktaları tahrik etmişler, rakiplerini ezmek için de bu gibi olayları kullanmışlardır.
3. Masum ve mazlum halkın irtica ile uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. Hiçbir irticai hadisede de yer almamışlardır. Ancak fatura daima halka çıkarılmıştır. Dindar halk irtica suçlaması ile sindirilmiştir.
4. İrtica, güç odaklarının dindarları sindirmek için kullandıkları silahtan başka bir şey değildir.
(M. Ali Kaya, Fikir Bahçesi, 20 Haziran 2008)
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
İMTİHANLAR İLE KADER BİZE ZULMEDER Mİ?
KEŞKE KADERE İMAN İMANIN ŞARTLARINDAN OLMASAYDI DİYE DÜŞÜNEN KAFİR OLUR MU?
DİNİ BAYRAMLARA KÜFÜR EDEN DİNDEN ÇIKAR MI?
BİR MÜSLÜMANIN ELİYLE VÜCUDUNA HAÇ ÇİZMESİ DİNDEN ÇIKARIR MI?
KADERE İMAN EDEN KEDERDEN EMİN OLUR, SÖZÜNÜ AÇIKLAR MISINIZ?
Yorumlar (0)