Ölmek üzere olan kişinin yanında kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdet okunmasına telkin denilir.

Ölmek üzere olan kişinin, sağ tarafına çevrilerek yüzünü kıbleye gelecek şekilde yatırmak müstehaptır. Bu durumda olan kişinin yanında, hatırlatmak amacıyla kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdet okunur. Hz. Peygamber,

“Ölülerinize (ölüme yaklaşanlara) lâ ilâhe illallah demeyi telkin ediniz.” (Müslim, Cenâiz 1, 2; Tirmizî, Cenâiz 7) buyurmuştur. Telkin yapılırken, “lâ ilâhe illallah” de, kelime-i şahedet, kelime-i tevhîd getir şeklinde bir yaklaşımda bulunulmamalı, yanında bunları söylemekle yetinilmelidir.

Ayrıca, ölmek üzere olan kişinin yanında Kur’an-ı Kerim, özellikle Yâ-sîn suresi okumak uygun olur.

Kur’an-ı Kerim’in sadece bir ciheti yoktur. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle,

“(Kur’an) İnsana hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bütün insanın bütün hacatı maneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek, cami bir kitab-ı mukaddestir.” (Sözler. s. 340).

Yani Kur’an-ı Mübin hayatımızı tanzim eder. Allah’a olan mesuliyetlerimizi gösterir, dünyaya geliş gayemizi, neler yapmamızı, nasıl ibadet edeceğimizi öğretir ve her şeyin hikmet ve mahiyetini anlatır. Hülasa Kur’an-ı Kerim bir zikir, fikir, dua ve davet kitabıdır.

Kur’ân-ı Kerim’in tesir sahası sadece dünya ile sınırlı değildir. Onun mü’min ruhlara verdiği feyiz hayatta iken kalmaz. Aynı şekilde kabir âleminde de devam eder. Orada iken de ruhlarımızı şenlendirir, kabrimizde nur ve ışık olur.

Kur’an’dan Hangi Sureleri Okumalıyız?

Geçmişlerimizin ruhuna Kur’ân’dan nelerin okunması gerektiği hususunda Peygamberimiz (asm) şu tavsiyeleri verir: “Yasin, Kur’ân’ın kalbidir. Onu bir kimse okur ve Allah’tan âhiret saadeti dilerse, Allah onu mağfiret buyurur. Yâsin’i ölülerinizin üzerine okuyunuz.” (Müsned, V/26)

Bu hadis-i şerif, Yasin Sûresinin hem ölüm döşeğinde olan hastaya okunmasına hem de ölmüş mü’minlerin ruhuna bağışlanmak üzere okunabileceğine işaret etmektedir.

Hz. Ebû Bekir’in (ra) rivayet ettiği şu hadis-i şerif de meseleyi açıklığa kavuşturmaktadır: “Kim babasının veya anasının veya bunlardan birisinin kabrini cuma günü ziyaret ederek orada Yasin sûresini okursa, Allah kabir sahibini bağışlar.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, 1981, byy., 16/468)

Bu rivayetin senedini eleştiren alimler varsa da, Suyuti, hadisin şahitlerinin olduğuna dikkat çeker ve bazı örnek hadis rivayetleri nakleder. (bk. Suyûtî, el-Leali, Beyrût, 1996, 2/365)

Kur’ân Okunduktan Sonra Ne Yapılmalı?

İslâm âlimleri, ölünün ruhuna Kur’ân okunduğu zaman peşinden bir dua ile ruhlarına bağışlanmasını tavsiye etmişler, Sahabiler de bu şekilde yapmışlardır. İmam-ı Beyhakî’nin bir rivayetinde, Abdullah bin Ömer’in ölülerin ruhuna Bakara Sûresinden okunabileceğini tavsiye ettiği anlatılmaktadır. (Beyhaki, IV/56)

Bir Fâtiha’nın veya okunan bir Yâsin’in bütün ölülerin ruhuna aynı şekilde hiç eksilmeden nasıl ulaştığını da Bedüzzaman’dan bir nakille öğrenelim:

“Fâtır-ı Hakim nasıl ki, unsur-u havayı; kelimelerin, berk (şimşek) gibi intişarlarına ve tekessürlerine (yayılma ve çoğalmalarına) bir mezraa (tarla) ve bir vasıta yapmış ve radyo vasıtasıyla bir minarede okunan ezan-ı Muhammedi (asm) umum yerlerde ve umum insanlara aynı anda yetiştirmek gibi; öyle de okunan bir Fatiha dahi, meselâ, umum ehl-i imanın emvâtına (ölülerine) aynı anda yetiştirmek için hadsiz kudret ve nihayetsiz hikmetiyle manevî âlemde, mânevî havada çok manevî elektrikleri, manevî radyoları sermiş, serpmiş; fıtri telsiz telefonlarda istihdam ediyor, çalıştırıyor.”

“Hem nasıl ki, bir lamba yansa, mukabilindeki binler aynaya, her birine tam bir lâmba olur. Aynen öyle de, Yâsin-i Şerif okunsa, milyonlar ruhlara hediye edilse, her birine tam bir Yâsin-i Şerif düşer. (Şualar, s.576)

Zaten kabirdeki yakınlarımız devamlı surette bizden yardım beklemektedir. Bizden gelecek bir dua, bir Fatiha, bir İhlâsla nefes alabileceklerini bilmektedir. Çünkü kabir o kadar çetin şartlarla iç içedir ki, en küçük bir mânevî yardım dahi onun ruhunu serinletecektir. Bir hadiste Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyururlar:

“Ölen kimse kabrinin içinde boğulmak üzere olup da imdat isteyen kimse gibidir. Babasından yahut kardeşinden veya dostundan kendisine ulaşacak duayı beklemektedir. Nihayet dua kendisine ulaştığında bu duanın sevabı ona dünya ve dünyada bulunan her şeyden daha kıymetli olur. Muhakkak ki, hayatta olanların ölüler için hediyeleri dua ve istiğfardır.” (Mişkatü’l- Mesabih, I/723)

Ölüye Kur’an Okumak Konusunda Diğer Mezheplerin Görüşü Nedir?

– Hanefî mezhebine göre de, bir insan akrabasının veya yakın dostunun kabri başında Kur’an okusa güzel olur (V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 8/49).

Şu ifadeler de  Hanefî alimlerine aittir: “Ehl-i Sünnet ve cemaate göre, bir insan namaz, oruç Kur’an’ın okumak, zikir, hac gibi işlediği güzel amellerinin sevabını başkasına hediye edebilir (bk. Fethu’l-kadîr, 6/132; el-Bahru’r-Raik,7/379- Şamile-; Reddu’l-Muhtar, II/263).

– Malikî mezhebinde ise –şartsız olarak- kişinin, kendi kabri üzerinde Kur’an okunmasını tavsiye etmesi caizdir (V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 8/51).

– Şafiî ve Hanbelî mezhebine göre, kişinin kendi kabri üzerinde Kur’an okumayı vasiyet etmesi caizdir. Çünkü, şu üç durumda Kur’an okumanın sevabı ölüye ulaşır: Kabrin yanında okumak, okumadan sonra dua etmek, sevabını ölünün ruhuna niyete ederek okumak (bk. V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 8/51).

Şafiî mezhebinde daha çok şöhret bulmuş görüşe göre, Kur’an’ın sevabı ölüye ulaşmaz. İmam Nevevî’nin el-Memuunda da (15/521-522) bu bilgilere yer verilmiştir. Ancak, tercih edilen görüşe göre bu sevap –özellikle arkasından dua edildiği zaman- ölüye ulaşır.

Bazı Şafiî alimlerine göre, kabrin sahibi, -arkasından dua okunsun, okunmasın- kabri üzerinde okunan Kur’an sevabından faydalanır (Yusuf el-Erdebilî, el-Envar, 1/399).

Şafiî alimlerinden İbn Hacer; “Her ölüye okunan Kur’an’ın sevabı bölünmeden tam olarak ulaşır, bu Allah’ın geniş rahmetine en uygunudur.” diye cevap vermiştir (bk. Buğyetu’l-musterşidîn, s.97).

Hanefi mezhebine göre ölü yıkanmadan yanında Kur’an okumak mekruhtur. Başka bir odada veya uzak bir yerde okunmasında bir sakınca yoktur. Ayrıca ölü yıkandıktan sonra yanında Kur’an okunabilir.

Ayrıca defin esnasında cenazenin defin işi sürerken Kur’an okunmaz. Ama defin işi tamamlandıktan sonra kabrin başında bir müddet oturmak ve ölü için dua edip Kur’an okumak müstehaptır (bk. Celal Yıldırım, İslam Fıkhı; Doç Dr. Süleyman Toprak, Kabir Hayatı).

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.

Bazı Merak Edilen Sorular:

HZ. AZRAİL FITRAT OLARAK NASIL BİR YAPIDADIR, ÖLÜM ESNASINDA NASIL GÖRÜNÜR?

AZRAİL’İN BİR İNSANDAN RUHUNU ALMASI KAÇ DAKİKA SÜRER?

CEBRAİL VEYA BAŞKA BİR MELEK PEYGAMBERİMİZ VE SAHABELER TARAFINDAN GÖRÜLMÜŞ MÜDÜR?

MELEKLERİN YARATILMASI NIN HİKMETİ NEDİR?

İSRAFİL (AS), SÛRA ÜFLEYENE KADAR NE İŞ YAPAR?