Şefaatçi olmak ile ilgili bazı tefsirlerde şöyle bir rivayet vardır.

Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu:

“Adam cennette iken şöyle der: Acaba falan arkadaşım ne yaptı? Halbuki o arkadaşı cehennemdedir. Allah Teala şöyle der: ‘Onun arkadaşını bunun hatırı için cehennemden çıkarın!'”

Bunun üzerine cehennemdeki diğer kimseler şöyle der:

“Bizim için bir şefaatçi yok! Ne bir dost ne de bir samimi bir arkadaşımız var!” (bk. Begavi, Mealimü’t-tenzil, Riyad, 1411; Kurtubi, el-Cami, Şuara 100 ve 101. ayetin tefsiri).

Bu hadisin sıhhati konusunda bir bilgi bulamadık. Ancak Beğavi tefsirinin tahkikini ve tahricini yapanlar, bu rivayetin hadis kaynaklarında olmadığını, senedinde bir kopukluk bulunduğunu belirtirler. (Begavi, a.y)

Söz konusu ayetlerde şu ifadeler dikkat çekmektedir:

İnkarcılar: “Artık şimdi bizim ne şefaatçilerimiz ne de yakın bir dostumuz vardır.” derler.

İnkarcılar bu sözü, Peygamberlerin, meleklerin ve müminlerin kendilerine şefaat etmediklerini gördükten sonra söylerler (Beğavi, a.g.y).

Beğavi, Hasan Basri Hazretlerinin, “Mümin dostlarınızı çoğaltın! Zira kıyamet günü onların şefaati olacaktır.” anlamında bir sözünü nakledir (Begavi, a.y).

Kurtubi ise, onun açıklamasını şu şekilde verir: Allah’ı zikretmek üzere bir topluluk bir araya gelir de ara­larında cennet ehlinden bir kul var ise mutlaka Allah onu o kimseler hakkın­da şefaatçi kılar. Şüphesiz iman ehli birbirlerine şefaat edeceklerdir. Onlar Allah nezdinde şefaatçilik edecek ve şefaatleri kabul olunacak kimselerdir (Kurtubi, a.y.).

Sahih bir rivayete göre, Hz. Peygamber (asm) -özetle- şöyle buyurmuştur:

Müminler sırat köprüsünden geçip kurtulduklarını görünce (cehennemdeki) dostları için Allah’a müracaatta bulunurlar…

“Ey Rabbimiz! Cehennemdeki kardeşlerimiz / dostlarımız (dünyada iken) bizimle beraber namaz kılıyor, bizimle beraber oruç tutuyor, bizimle beraber amel yapıyorlardı.”

Cenab-ı Hak onlara: “Gidin bir dinar kadar imanı olanı çıkarın.” buyurur. Sonra defalarca gidip tanıdıklarını çıkardıktan sonra, tekrar Allah’a dönerler. O da “Yarım dinar, zerre miskal imanı olanları çıkarın.” buyurur ve öyle yaparlar.

Sonra hadisin ravisi Ebu Said el-Hudri bu rivayeti teyit etmek için muhataplarına “Allah kimseye zerre kadar zulmetmez, iyiliklerin karşılığını ise kat, kat verir.” (Nisa, 4/40) mealindeki ayeti hatırlatır ve “Peygamberler, melekler ve müminler şefaat ettikten sonra, Allah ‘Kaldı benim şefaatim.’ diye buyurur ve rahmetiyle pek çok insanı cehennemden çıkarır…” (Buhari, Tevhit 24).

Rivayete göre İbn Mesud da şöyle demiştir:

“Melekler, peygamberler, şehitler, salih kimseler ve (şefaat yetkisini alan) bütün müminler şefaat eder.” (Beğavi, a.y.).

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.

Bazı Merak Edilen Sorular:

KISA ŞORT GİYEN FUTBOLCULARI İZLEMEK GÜNAH MI?

GEÇİCİ DÖVME YAPTIRMAK GÜNAH MI?

HANIMLAR MAKYAJ YAPABİLİR Mİ?

SPORUN İSLAMDAKİ YERİ NEDİR?

EŞCİNSELLİK NEDEN YASAK?