Ebu Talib’in en son “Abdulmuttalib’in dini üzerindeyim.” diyerek küfür üzere öldüğüne ve Tevbe suresi 113 ve Kasas suresi 56. ayetlerinin de bu sebeple nazil olduğuna dair rivayetler -hadis kriterleri açısından- sahihdir (bk. Buhari, Cenaiz,80, 102; Menakıbu’l-Ensar, 40; Tefsir sureti 28; Müslim, İman,39; Nesai, Cenaiz,102; İbn Hanbel, 5/33).
Şu hadis rivayeti de yukarıdaki rivayetleri desteklemektedir. Şöyle ki:
Rivayete göre, Hz. Abbas Resulullah’a: “Amcan (Ebu Talib) için ne yaptın? Vallahi o seni hep koruyor ve senin için (halkına) kızıyordu.” şeklinde bir soru sorması üzerine, Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurur: “O (şu anda) ateşin topuklarına kadar geldiği bir yerde bulunuyor. Eğer benden olmasaydı, ateşin/cehennemin en aşağı derekesinde olurdu.” (Buhari, Menakıbu’l-Ensar, 40; Müslim, İman, 358).
Bu konudaki Ehl-i sünnetin görüşü, -yukarıdaki hadis ve benzeri sahih rivayetlere dayanarak- Ebu Talib’in iman etmeden kafir/müşrik olarak öldüğü yönündedir. Şia ise onun iman ettiğini kabul ediyorlar.
Bedüzzaman Hazretlerinin aşağıdaki ifadelerinde de bu iki grubun görüşlerine işaret edilmiştir:
“Diyorsunuz ki: Amcası Ebu Talib’in imanı hakkında esahh nedir?
“Elcevab: Ehl-i Teşeyyu’/Şia, imanına kail (onun imanla öldüğünü söylerler); Ehl-i Sünnet’in ekserisi, imanına kail değiller. Fakat benim kalbime gelen budur ki: Ebu Talib, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın risaletini değil; şahsını, zâtını gayet ciddî severdi. Onun o gayet ciddî o şahsî şefkati ve muhabbeti, elbette zayie gitmeyecektir.”
“Evet ciddî bir surette Cenab-ı Hakk’ın Habib-i Ekrem’ini sevmiş ve himaye etmiş ve tarafdarlık göstermiş olan Ebu Talib’in; inkâra ve inada değil, belki hicab (utanmak; bu “Kureyş kadınları: “Ebu Talib ölüm korkusundan iman etti demelerinden çekinmeseydim/utanmasaydım, iman ederdim.” şeklindeki rivayetlere işarettir) ve asabiyet-i kavmiye gibi hissiyata binaen, makbul bir iman getirmemesi üzerine Cehennem’e gitse de; yine Cehennem içinde bir nevi hususî Cennet’i, onun hasenatına mükâfaten halkedebilir. Kışta bazı yerde baharı halkettiği ve zindanda -uyku vasıtasıyla- bazı adamlara zindanı saraya çevirdiği gibi, hususî Cehennem’i, hususî bir nevi Cennet’e çevirebilir…” (Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup, s. 387).
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
GEÇİCİ DÖVME YAPTIRMAK GÜNAH MI?
DÖVMEYLE NAMAZ KILINIR MI?
PERUK TAKMAK CAİZ Mİ?
EVLİLİKTE HANIMLARA NASIL DAVRANILMALI?
KOMŞUNUN KOMŞUYA OLAN HAKLARI NELERDİR, VAZİFELERİMİZ NELERDİR?
Yorumlar (0)