“DMT hormon dinlerin kaynağıdır” demek yanlıştır. Dinin sahibi Allah’tır. Bu söz inkarcıların sözüdür.
Önce DMT’nin ne olduğuna bir bakalım. Bu belirli bir kimyevî yapıya sahip bir hormondur. Onun esası da atomlardan meydana getirilmiş bir moleküldür.
İnsanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde bir takım hormonlar vardır. Bunlar organizmanın bazı yapılarının düzenlenmesinde kullanılır. Büyüme hormonu ve yaralanmaların tamirinde kullanılan yara hormonu gibi.
İşte DMT de epifiz bezi vasıtasıyla salgılanan bir hormondur. Bu hormon sayesinde psikolojik yapı yüksek düzeyde harekete geçirilir. İnsanda epifiz bezinin büyüklüğü ortalama bir mercimek tanesi kadardır.
Allah küçücük organa pek ehemmiyetli görevleri yüklemiştir.
Uyku düzenini ve vücut ritmini dengelemede kullanılan melatonin hormonu da epifizde salgılanır. Bu insana ümit ve heyecan verdiği için, “mutluluk hormonu” olarak da adlandırılır.
DMT hormonunun salgılanması insanın kontrolünde değildir. İnsanda en fazla doğarken ve ölürken salgılandığı belirtilir. Uyku halinde de salgının arttığı bilinmektedir. Bunun dışarıdan fazla miktarda alınması halinde, insan trans haline, yani özel hipnoz durumuna geçmektedir.
Peygambere (asm) Vahiy Gelirken Bu Hormonun Salgısının Arttığı Doğru mudur?
Peygambere (asm) vahiyle, yani Allah’ın bildirmesiyle gelen tebliğe doğrudan muhatap olmak her insanın kaldırabileceği bir yük değildir. Onun ağırlığını hafifletmek için Allah peygamberinin DMT salgısı arttırır. O peygamberin de algılama ve anlama his ve duyguları en üst seviyeye çıkar. Böylece hitab-ı İlahiye mazhar olunca kendisine bildirilenleri bütün benliği ile olduğu gibi alır.
Bazı veli kullarının da bu hormonunu arttırarak nazarlarının keskinliğini ve algılama duygularının hassasiyetini arttırır. O kimseler de diğer insanlara göre algılama ve anlamada daha hassaslaşırlar.
Bunun yadırganacak veya anlaşılmayacak neyi var? Göz nasıl bir görme organı ise, epifiz bezi de bazı hormonların salgı organı durumundadır.
Daha düne kadar hipofiz ve epifiz bezlerinin vazifesi bilinmiyorken ateistler, bunlara lüzumsuz artık organ diyorlardı ve güya evrime delil gösteriyorlardı. Şimdi bununla Allah’ı nasıl inkâr edecekler? Tam aksine, bütün bunlar, akılsız, şuursuz, ilimsiz ve cansız atom ve moleküllerin yapacağı işler değildir. Sonsuz ilim, irade ve kudret sahibi bir yaratıcı her şeyi ince noktalarına kadar ayarlıyor ve yaratıyor. Asıl işi zor olan, her şeyi cansız ve akılsız atom ve molekül gibi sebeplere veren ateistlerdir.
Dünya imtihan yeri olduğu için Allah her şeyi bir sebebe bağlamıştır.
Bazı insanlar sebebe bağlanır, arkada kudret elini göremez ve her şeyi sebeplere verir. Yazıyı yazanın kalem olduğunu zanneder. Onun arkasındaki eli göremez. Elmayı ağaçtan, yumurtayı tavuktan bilir ve böylece Allah’ı inkâr eder ve Allah düşmanı olur.
Bir Müslüman ise, elmayı ağaçtan değil Allah’tan, yumurtayı tavuktan değil, sonsuz kudreti olan yaratıcıdan bilir ve böylece Allah’a şükreden O’nun sevgili bir kulu olur.
İşte burada da bir inkârcı DMT hormonunun yaptığı görevleri mercimek tanesi kadar epifiz bezinden bilir ve her şeyi tesadüf ve tabiata havale eder. İnanan da epifiz bezinin bir sebep olduğunu, bu sebebin arkasında asıl iş yapanın Allah olduğunu görür ve Allah’a olan minnettarlığı ve muhabbeti artar.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
ÇOK YORGUN OLAN KİMSE, HİÇ KILMAMAK YERİNE, OTURARAK NAMAZ KILABİLİR Mİ?
TOPLU HALDE YÜZMEK CAİZ MİDİR?
İÇKİ NE ZAMAN VE NASIL HARAM KILINMIŞTIR?
KUR’AN’DA PEK ÇOK AYETTE GEÇEN “KALPLERİN MÜHÜRLENMESİ” NE DEMEKTİR? KALBİ MÜHÜRLENEN BİR İNSAN, İMAN ETMEMEKTEN NASIL SORUMLU TUTULABİLİR?
GDO,HAKKINDA İSLAM NE DİYOR? MÜSLÜMANLARIN BUNLARI TÜKETMELERİ CAİZ MİDİR?
Yorumlar (0)