Müşrikler ateist değil, Allah’ın varlığına inanan, fakat ona ortak koşan bir topluluktur. Nitekim,
“Gece, gündüz, Güneş, Ay, hepsi O’nun âyetlerindendir. O hâlde Güneş’e ve Ay’a değil, onları öylece yaratana secde edin, eğer O’na ibadet ediyorsanız!” (Fussilet, 41/37) mealindeki ayette, müşriklerin Allah’ın varlığına inandıkları, Güneş’e, Ay’a taparken, onlar vasıtasıyla Allah’a kulluk etmeyi, onun hoşnutluğunu kazanmayı düşünüyor olduklarına işaret edilmiştir. Ayetin son cümlelerinden bu husus kolayca anlaşılmaktadır.
Diğer kâfirler gibi, müşrikler de Allah’ın zatını değil, sıfatlarını bilmiyorlar ve onlarda hata ediyorlardı. Bediüzzaman Hazretlerinin aşağıdaki ifadesi de bu yorumu teyit etmektedir:
“Allah’ı inkâr etmek, kâinatı inkâr etmek kadar akıldan uzaktır. Umum değil, belki ekser insanlarda dahi vukuunu akıl kabul etmez. Kâfirler Allah’ı inkâr etmiyorlar, yalnız sıfâtında hata ediyorlar.” (Beşinci Şua, İkinci Makam, Dördüncü Mesele).
Rahman ismi de müşriklerin bilmedikleri isim ve sıfatlardan biridir. Bu yüzdendir ki, onlar Rahman’a secde etmeyi içlerine hiç sindiremiyorlardı.
“O müşriklere ‘Rahman’a secde edin!’ denildiğinde, ‘Rahman da ne imiş! Bize emrediyorsun diye secde mi edeceğiz?’ dediler ve bu dâvet onları imandan büsbütün uzaklaştırdı.” (Furkan, 25/60) mealindeki ayette, onların bu cehaletlerine işaret edilmiştir.
Halbuki Rahman, Zat-ı Akdes’in “Allah” ism-i celilinden sonra ikinci ism-i hassıdır. “Allah” lâfza-i celâli gibi, “Rahman” isminin de Allah’tan başkasına nispet edilmesi, onlara isim olması caiz değildir (Taberî, I/59). Bu sebeple,
“De ki: ‘İster Allah deyin, ister Rahman deyin. Hangisini deseniz olur. Çünkü en güzel isimler O’na hastır.’”(İsra,17/110) mealindeki ayette Rahman ismi, Allah isminden sonra ikinci sırada yer almıştır (Taberî,1/59).
Ebu Hayyan’ın Mukatil’den yaptığı rivayete göre, “Rahman’a secde edin.” ayeti indiği zaman müşrikler, “Rahman da neymiş?” şeklinde çok cahilce sözler söylemişlerdi. Bunun üzerine,
“Rahman, Kur’an’ı öğretti.” (Rahman, 55/1-2)ayeti nazil oldu(Ebu Hayyan, el-Bahru’l-Muhit, 8/187-188).
“Kur’an’ı Rahman öğretti.” ifadesiyle Kur’an âdeta şöyle demiştir:
“Siz nasıl olur da Rahman’ı tanımıyorsunuz? Şimdiye kadar size rızık veren, Rahman’dır. Kur’an’ı da O indirmiştir. Rahman’ın indirdiği bir kitabı insanların eserleriyle karıştırmak büyük bir gaflettir. Her şeyi yaratan, onların rızkını veren, ihtiyaçlarını bilen ve gideren, dünya ve ahiret mutluluklarını temin eden prensipleri kapsayan bir kitap ile cahillikten -tamamen- kurtulmaları mümkün olmayan insanların düşünce ürünü olan eserlerin benzer olmaları mümkün müdür?”
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
MÜSLÜMAN BİR KADIN GAYRİ MÜSLİM BİR ERKEKLE EVLENMESİ CAİZ Mİ VE NİKAH GEÇERLİ Mİ?
GAYRİ MÜSLİMLERE İYİ DAVRANMALI MIYIZ?
BİR BOYNUZU AZ KIRILMIŞ HAYVAN KURBAN EDİLEBİLİR Mİ? KURBAN ETİ GAYRİ MÜSLİME YEDİRİLEBİLİR Mİ?
GAYRİMÜSLİM YÖNETİCİYE İTAAT NASIL OLUR?
GAYRİMÜSLİM’İ İLK ÖNCE İSLAMA DAVET EDİYOR, MÜSLÜMAN OLMAYINCA CİZYE İSTENİYOR KABUL EDİLMEZSE SAVAŞ YAPILIYOR BU SÖMÜRGECİLİK DEĞİL MİDİR? NORMAL BİR BARIŞ ANTLAŞMASI YAPILAMAZ MI?
Yorumlar (0)