Kaderi Allah tarafından, geçmişte hakkımızda yazılanların bizim tarafımızdan mecburen canlandırılması diye anlıyoruz ki, bu çok yanlış bir yaklaşımdır. Kaldı ki böyle olduğu varsayılsa bile, biz kaderimizde ne yazıldığını bilmiyoruz ki…
Hiç kimse, kaderimde ne varsa onu göreceğim diye iş yerini açmazlık etmiyor. Sabahın erken saatlerinde iş yerini açmayı ihmal etmeyen bir kimse, kader de deprem varsa, mecbur göreceğiz diyemez; çünkü rızkı da kaderde vardı. Peki, niye iş yerini açıyor ve niye rızkının peşinde koşuyor? Demek ki, işimize gelmeyen yerde kadere sığınmak veya kadere havale etmek nefsin bir tuzağıdır.

Kader, bizim yaptıklarımızın veya yapacaklarımızın Allah tarafından önceden bilinmesidir. Allah’ın ilmi sonsuz olduğu için, sadece dünü ve bugünü değil, sonsuz ilmi ile ezelden biliyor. Ezel ise, sadece maziye yani geçmişe bakmaz; geçmiş, hâl ve geleceği tamamen ihata eder ve tutar. Bu anlamda bir ezeli ilim bizim ne yapacağımızı ezelde biliyor. Bu ezeli ilim ve Cenab-ı Hakk’ın ezelde bilmesi, bizleri mecburi istikamet olarak yönlendirmiyor.

Dolayısıyla bizler tedbir almazsak, kaderimizde tedbir almadığımızdan dolayı depremden zarar göreceğimiz yazılı olacaktır. Eğer tedbir alırsak; tedbir aldığımız için deprem sonucunda kader de hasar görmeyeceğimiz yazılı olacaktır.
Nitekim önlem alan ülkeler, depremleri az zararla atlatıyor. Acaba kaderlerinde, az zararla atlatacaklar diye yazılı olduğu için mi zararı az görüyorlar, yoksa tedbir aldıkları için mi kaderlerinde az zarar görecekleri yazılıdır.
Vicdanımıza danışırsak mesele anlaşılır.

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.

Bazı Merak Edilen Sorular:

ZELZELE (DEPREM) HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?

DEPREM HATTINDA OTURANLAR DAHA MI GÜNAHKAR?

BANA ZULMEDEN ANA-BABA MI SEVMEK ZORUNDA MIYIM?

NEFSİ MÜDAFAA HANGİ ŞARTLARDA DEVREYE SOKABİLİRİM?

ELİMİZDE OLMADAN GELEN MUSİBETLERİN HİKMETİ NEDİR?