“O halde, hürmetli aylar çıkınca artık öbür müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp esir edin, onların geçebileceği bütün geçit başlarını tutun. Eğer tövbe eder, namaz kılar, zekât verirlerse onları serbest bırakın. Çünkü Allah Gafurdur, Rahîmdir.” (Tevbe, 9/5)
Bu ayeti kerime, o günkü müşriklerle savaşmayı emretmektedir; ancak günümüzde de İslam toplumuna saldıran olursa, o bölge halkının kendilerine savaş açan kafirlerle savaşması farzdır.
Âyette sayılan önlemlerin kendi içinde tutarlı olabilmesi için “öldürme” son çare olarak düşünülecektir. Zira önce öldürme cihetine gidildiğinde diğer önlemlerin bir anlamı kalmamaktadır. Düşmanı öldürme, zaten savaş sürecinin tabii sonuçlarından olduğuna göre, burada öldürmenin özellikle tasrih edilmesi ise -muhtemelen- diğer önlemler göz ardı edilerek bu yola gidilmemesini hatırlatmak içindir. Nitekim müteakip âyette hemen tövbe edip İslâm’a girmemekle beraber İslâm’ı Müslümanların içinde görüp öğrenmek, üzerinde düşünmek için fırsat ve bunu sağlayacak bir güvence verilmesini isteyen müşriklere bu imkânın tanınması istenmiştir. Bu anlayış Kur’an’ın öldürme konusundaki diğer ifadelerine de uygun düşmektedir.
Burada söz konusu olan, Hz. Peygamberin ve ilk Müslümanların müşriklerle savaş hâlidir. Nasıl ki, bir devlet teröristlere şöyle bir ültimatom verebilir: “Size dört ay müddet. Ya bu müddet zarfında teslim olursunuz ya da görüldüğünüz yerde öldürülürsünüz.”
Onun gibi, Tevbe Sûresinin ilk ayetlerinde belirtildiği üzere, müşriklere dört ay süre verilmiştir. Bu müddet zarfında onlara ilişilmeyecektir. Fakat eski hallerine devam ederlerse, ölüm fermanı söz konusudur. “Onları nerede bulursanız öldürün” mealindeki ayetin son kısmı “Allah Gafur ve Rahimdir” diyerek biter. Bununla “Allah bağışlayıcıdır, merhamet edicidir. Siz de öyle olun” mesajı verilmektedir. Bir sonraki ayette ise şöyle denilir:
“Eğer müşriklerden biri eman ile sana gelirse ona eman ver. Ta ki Allah’ın kelamını dinlesin. (Müslüman olmazsa) sonra onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır. Çünkü onlar bilmeyen bir kavimdir.” (Tevbe, 9/6)
Bu ayette, müşrikler hakkındaki ilahi rahmetin eserlerini açıkça görmek mümkündür. Demek ki, müşriklere bu dinin güzelliğini görmek, Allah’ın kelamını dinlemek fırsatı verilmelidir; çünkü onlar, bu dini bilmeyen bir toplumdur. Onlardan bu şekilde gelenler, İslam beldesinde emniyet içerisinde yaşarlar, gezerler. Müslümanların hallerini gözlemlerler, neticede İslam’a girmeyebilirler. Kabul etmediğinde “Sen müşriksin” denilip öldürülmez, emniyet içinde vatanına dönmesine yardımcı olunur.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
MÜSLÜMAN BİR KADIN GAYRİ MÜSLİM BİR ERKEKLE EVLENMESİ CAİZ Mİ VE NİKAH GEÇERLİ Mİ?
GAYRİ MÜSLİMLERE İYİ DAVRANMALI MIYIZ?
BİR BOYNUZU AZ KIRILMIŞ HAYVAN KURBAN EDİLEBİLİR Mİ? KURBAN ETİ GAYRİ MÜSLİME YEDİRİLEBİLİR Mİ?
GAYRİMÜSLİM YÖNETİCİYE İTAAT NASIL OLUR?
GAYRİMÜSLİM’İ İLK ÖNCE İSLAMA DAVET EDİYOR, MÜSLÜMAN OLMAYINCA CİZYE İSTENİYOR KABUL EDİLMEZSE SAVAŞ YAPILIYOR BU SÖMÜRGECİLİK DEĞİL MİDİR? NORMAL BİR BARIŞ ANTLAŞMASI YAPILAMAZ MI?
Yorumlar (0)