Kâinatın -iç içe geçmiş- iki ve daha çok hikmet için yaratılmış olduğunu düşünmekte mantık açısından bir sakınca yoktur. Allah bir taraftan asıl hikmet ve gerçek illet olan “kendini tanıtmak” istediği için, diğer taraftan bu tanıtmak işini en güzel yapan Hz. Peygamber (asm)’in yüzü suyu hürmetine yaratması, yine aklen bir mahzur taşımamaktadır.

Kâinatın yaratılış gayesi, Yüce yaratıcının varlığı ve birliğini tanıtmak ve onun hak mabud olduğunu gönüllere nakşetmektir. Özellikle şuurlu varlıktan cinlerin ve insanların sırf bu görevle yükümlü tutulduğunu,

“Ben cinleri ve insanları sırf beni tanıyıp yalnız bana ibadet / kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat, 50/56)

mealindeki ayetten anlamaktayız.

Demek ki, kâinatın yaratılmasının asıl hikmeti, asıl maksadı, gerçek hedefi, hakiki ille-i gaiyesi Rabbimizin kendini tanıtmak istemesidir. Bunu ikinci derecede takip eden bir hikmet, bir maksat da Allah’ın ilminde, bu kâinatın Allah’a olan şahadetini, kudret ve ilmine olan delâletini en güzel anlatacak olan Hz. Peygamber (asm)’in yaratılacak olmasıdır.

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.

Bazı Merak Edilen Sorular:

DİNİ ŞEYLERİ DÜNYAYA ALET ETMEK NEDİR?

KADINLAR, KADINLARA VE/VEYA ERKEKLERE İMAMLIK YAPABİLİR Mİ?

İÇİMDEKİ BOŞLUK HİSSİ İBADET YAPMAMA ENGEL OLUYOR?

KURANIN ÜZERİNE RİSALE KOYMAK DOĞRU MU?

ŞEHİT OLMAK İÇİN DUA ETMEK CAİZ MİDİR?