Mâide Suresi 33. ayetin meali: “Allah ve Resulüne savaş açanların, (yol keserek terör eylemi yaparak) yeryüzünü ifsad etmek için koşuşanların cezası; öldürülmeleri veya asılmaları yahut sağ elleri ile sol ayaklarının kesilmesi yahut da bulundukları yerden sürülmelerinden başka bir şey olmaz. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Âhirette ise onlara başkaca müthiş bir ceza vardır.”
Mâide Suresi 33. ayetin suç-ceza ilişkisi çerçevesinde yorumu:
“Ceza, işlenen suçun cinsindendir.” şeklinde ilmi bir kural vardır. Ceza ile suç fiilinin orantılı olmasının gereği, cezanın asıl maksadı olan caydırıcılık vasfının korunmasıdır. Bu evrensel hukuk normlarına göre ayetteki cezalara bakacak olursak, şunu demek mümkündür:
İslam hukukunda adam öldürmenin cezası ölümdür.
“Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (kısas hükmü sayesinde, haksız yere adam öldürmek gibi bir) suç işlemekten korunursunuz.” (Bakara, 2/179)
mealindeki ayette “kısas hükmünün” caydırıcılık hikmetine dikkat çekilmiştir.
a) Kasıtlı olarak (amden), haksız yere adam öldürmenin cezası ölümdür. İslam hukukunda, yol kesicilik fiiliyle birlikte adam öldürmenin cezasının ölüm olması elbette çok tabiidir.
b) İslam şeriatında, -belirtilen şartlar içerisinde- hırsızlık yapmanın cezası el kesmektir. Yol kesicilik suçuna eşlik eden bir gasp olayında elin kesilmesi çok daha büyük önem arz edeceği açıktır. Çünkü, hırsızlık “korkarak” gizliden bir malı almaktır. Yol kesicilikte ise “korkmadan ve korkutarak” başkasının malını zorla almaktır. Hem korkutmak hem malı gasbetmek suçu iki kanatlı bir fiil olduğu için, bu suçu işleyen kimsenin cezasının da iki taraftan (çaprazlama) olması “suç-ceza ilişkisi” bakımından çok güzel ve âdil bir hükümdür.
c) Eğer bir kimse, yol keserek, hem adam öldürse hem de malı gasbetse, elbette cezası da ölümle birlikte darağacında asılmaktır. Ölüm cezası, kısas kuralına göredir. Malı gasbetmenin cezası ise, bir süreliğine darağacında asılı kalmasıdır. Çünkü, bu iki çirkin suçu işlemeye hevesli olanların, bu suçları işleyenlerin nasıl darağacında sallandıklarını görmeleri ve cezanın caydırıcılık vasfına uygun bir eylem sağlanmış olur.
d) Eğer bu yol kesme esnasında başka bir suç işlenmezse, yalnız insanları korkutmak söz konusu ise, bu takdirde İslam şeriatı bu fiilin cezasını hafifletmiş olarak yalnız sürgünü ön görmüştür (krş. Razi, ilgili ayetin tefsiri).
Özetle, ayette herhangi bir çelişki yoktur.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
MÂİDE SÛRESİ, 51. AYETTE GEÇEN, “YAHUDİ VE HRİSTİYANLARI DOST TUTMAYINIZ.” AYETİ NASIL ANLAŞILMALIDIR?
HAC SURESİ 65. AYETTE, “ALLAH, GÖĞÜ YERİN ÜSTÜNE DÜŞMEKTEN ALIKOYAR.” DENİLMEKTEDİR. GÖK NASIL OLUR DA …
“ALLAH’IN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMETMEYENLER, KÂFİRLERİN TA KENDİLERİDİR.” (MAİDE, 5/44) AYETİNİ AÇIKLAR MISINIZ?
ATEİSTLERİN ALLAH’A İNANMAMASI YUNUS SURESİ 100. AYETİNE GÖRE ALLAH’IN ELİNDE Mİ ?
KUR’AN-I KERİM’İ BELDEN AŞAĞI KOYMAK CAİZ MİDİR?
Yorumlar (0)