İlgili hadis şöyledir: “Sabah namazını kılan kimse Allah’ın himâyesindedir. Allah, bizzat himâyesinde olan bir konuda sizi sorguya çekmesin. Allah, himâyesindeki bir konudan sorguya çektiği kimseyi cezalandırır, sonra da onu yüzüstü cehenneme atar.” (Müslim, Mesâcid 262; Tirmizî, Salât 51, Fiten 6; İbn Mâce, Fiten 6).

Allahualem, hadiste, namazın önemine işaret edilmiş ve -kendi içinde farklı bir niyet taşısa bile- namaz kılan kimsenin mutlak manada mümin kabul edilmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir. Yani, namazın bir iman alameti, bir İslam nişanesi olduğuna, bu sebeple namaz kılan kimsenin mümin olduğuna ve müminin hukukuna riayet etmenin önemine, ona haksızlık yapmanın ise büyük günah olduğuna vurgu yapılmıştır.

Buna göre, hadisin manasını iki şekilde anlamak mümkündür:

a. Müminin Hak ve Hukukuna Verilen Önem

“Sabah namazını kılan kimse -Allah’a itaat eden bir mümin olarak- Allah’ın himâyesindedir. Sakın, Allah’ın himayesine ve emanına aldığı bir kimseye eziyet etmeye ve haksızlık / kötülük yapmaya kalkmayın ki,  Allah, bizzat kendi himâyesinde olan bir konuda sizi sorguya çekmesin. -İyi bilesiniz ki- Allah, kendi himâyesinde olan bir konudan sorguya çektiği kimseyi cezalandırır, sonra da onu yüzüstü cehenneme atar.”

b. Namazın Hukukuna Yapılan Vurgu

Bazı alimler hadisten şunu da anlamışlar:  Namaz Allah’ın zimmetidir, himayesidir, korunağıdır. Namaz kılan kimse bu korunağın içinde yer alır ve korunmaya alınmış olur. Namazı terk eden kimse ise Allah’ın bu himayesini / korumasını, zimmetini elinin tersiyle itmiş olur ve böylece iman vesikasıyla bağlandığı İlahî akdi bozmuş olur. İşte hadiste bu akdi bozanların kötü akıbetinden haber vermektedir (bk. Tuhfet’u’l-Ahvezî, ilgili hadisin şerhi).

Sabah namazı vaktinde kalkmak, Müslümanlar için çok büyük önemi haizdir. Çünkü günün en bereketli saati ve rızıkların taksim olunduğu zaman dilimi olarak adlandırılan seher vakti, duanın, ibadet ve tâatin en makbul olduğu, rızık talebi için bütün canlıların yeryüzüne yayıldığı bir an olmanın yanında, insan sağlığı için de büyük önem taşımaktadır. Ayrıca kâfirlerin ve münafıkların uyku vakti olarak bilindiğinden dolayı onlara muhalefet etmek için de uyanıklık tavsiye olunmuştur. İslam ordularının hareketi, düşman üzerine yürümeleri ve zafere ulaşmalarının çok kere sabahın erken saatlerinde oluşu tesadüfî değil, iradeli bir davranışın sonucudur.

Allah’ın zimmetinde olmak, dünyada ve ahirette O’nun koruması, himayesi, kefalet ve teminatı altında olmak anlamlarına gelir. Bir insan Allah’a verdiği sözü yerine getirmez, yapmaya güç yetirebileceği işleri yapmaz, iyi ve güzel davranışlarda bulunmazsa bundan dolayı hesaba çekilir. Allah’ın kişiyi huzuruna istemesi, onu hesaba çekmesi anlamına gelir. Kulluk şuuru dediğimiz şey, hesaba hazır olmamızı gerektirir. İşte Resûl-i Ekrem (sav)’in bize hatırlattığı bunlardır.

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.

Bazı Merak Edilen Sorular:

İŞTEN DOLAYI NAMAZI KAZAYA BIRAKMAK ÖZÜR SAYILIR MI?

KUR’AN’DA BEŞ VAKİT NAMAZ VAR MI?

NAMAZDA ELLERİN BAĞLANMASI HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?

NAMAZ KILMAYA ENGEL HASTALIĞI OLAN NE YAPAR?

HASTA, BELİNDEN, AYAĞINDAN VEYA DİZİNDEN RAHATSIZ OLAN BİR KİŞİ, OTURARAK YA DA SANDALYEDE NAMAZ KILABİLİR Mİ; KILABİLİRSE BU NASIL OLMALIDIR?