“Hem (İmam-ı Rabbanî) demiş ki: “Velayet üç kısımdır: Biri velayet-i suğra ki, meşhur velayettir. Biri velayet-i vusta, biri velayet-i kübradır. Velayet-i kübra ise; veraset-i nübüvvet yoluyla, tasavvuf berzahına girmeden, doğrudan doğruya hakikate yol açmaktır.” (Bediüzzaman, Mektubat, s. 22)

– İmam Rabbani  “Velayet-i kübra peygamberlere mahsustur. Sahabeler de peygambere tebaiyetlerinden dolayı o velayete sahip oluyorlar.”, “Velayet-i kübra, velayet-i Enbiyadır.” diyor. (bk. Mektubat, 1/316, 317/260. Mektup)

– Bediüzzaman’a göre:  “Velayet-i kübra ise; veraset-i nübüvvet yoluyla, tasavvuf berzahına girmeden, doğrudan doğruya hakikate yol açmaktır.” (bk. Mektubat, a.y)

Bu ifadeler İmam-ı Rabbani’nin sözleriyle aynıdır. Yalnız Bediüzzaman bu velayeti açıklıyor ve: “Velayet-i kübra ise tasavvuf berzahına girmeden, doğrudan doğruya hakikate yol açmaktır.” diyor.

– İmam-ı Rabbanî “velayet-i suğra evliyanın velayetidir.” diyor. (a.g.e, 1/316).

– Bediüzzaman da “..Velayet-i suğra ki, meşhur velayettir.” diyor. (a.g.y) Bu iki ifadeler de örtüşmektedir.

– İmam-ı Rabbani, “Velayet-i ulya” diye belirttiği velayet kısmını, “mele-i âlaya mahsus bir velayet olduğunu söyler. Ona göre, “Teayyün-ü evvel olan hakikat-i Muhammediye, bütün enbiya ve meleklerin velayetini ihtiva ettiği gibi, mele-i âlanın velayetinin müntehasını da içine alan bir velayettir.” (a.g.e, 1/319)

Öyle anlaşılıyor ki, İmam-ı Rabbanî “velayet-i ulya” unvanıyla zikrettiği velayet, insanlar için söz konsu olmayan, yalnız “mele-i âla”ya mahsus bir velayettir. (bk. a.g.y)

Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki, İmam-ı Rabbanî bu ve benzeri eserlerinde “Velayet-i vusta”yı ismen olmasa da özellik olarak söz konusu yapmıştır. Bediüzzaman ise o bilgileri aktarmıştır. Yoksa, “velayet-i ulya”, “velayet-i vusta” yerine zikredilmiş değildir.

İmam-ı Rabbani, bazı seyrü sülûk mertebelerini anlatırken: “Sultan-ı zişân olan Hakk’ın cazibesi”ne vurgu yapması, onun bu yüksek mertebeye çıkması”, normal tarikat berzahının dışında cereyan etmiştir ki, Bediüzzaman da tam buna işaret etmiştir.

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.

Bazı Merak Edilen Sorular:

RİSALE-İ NUR NASIL BİR TEFSİRDİR, BEDİÜZZAMAN KİMDİR?

RİSALE-İ NUR OKUYANLAR İMANLA KABRE GİRER Mİ?

EVLİYA İLE ASFİYA ARASINDA NE GİBİ FARKLAR VARDIR?

KUR’AN VE SÜNNET’E UYMAK HAKKI BULMANIN TEK YOLU MUDUR?

SÜNNETLER OLMADAN DİN OLUR MU?