Tıbbî verilere ve İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre hamile kadın, hayız görmez. Dolayısıyla hamile kadında kanama görülse bu hayız kanı olmayacağı için kadın namaz ve oruçla mükelleftir. Özürlü (müstehâze)lerin hükümlerine tabi olarak abdestli olmak şartıyla namaz kılabilir, Kur’ân’a dokunabilir, Kur ân okuyabilir, camiye girebilir.

İstihaza (özür) kanı, ne oruca, ne de namaza engel değildir; cinsî münasebete de mâni olmaz. Ancak istihaza hâlindeki kadınlar, özürlü hükmünde bulunurlar. Özürlülerin tâbi olduğu hükümlere uygun olarak ibadetlerini yaparlar. Asr-ı Saâdette bir gün bir kadın Peygamberimize (asm) gelerek:

“Benden devamlı kan gelir, namazı bırakayım mı?” diye sormuştu. Peygamberimiz (asm) de cevaben:

“Hayır, o damardaki bir hastalıktandır, hayız değildir. Âdet vaktin gelince namazı bırak, âdet hâlin geçince guslederek temizlen ve bundan sonra her vakit namazı için ayrı abdest alarak namazlarını kıl. Tekrar âdet hâli gelinceye kadar böyle yapmaya devam et.”

buyurmuşlardı. Bu rivayet, istihaze hâlinin özür hâline ait hükümlere tâbi olduğunu açıkça göstermektedir. (Mehmet Dikmen, İslam İlmihali)

İstihaza Nedir?

İstihaza, âdet gören bir kadının cinsel organından üç günden az, on günden fazla gelen kan. Hamile iken yani gebelik sırasında gelen kanla, doğumdan sonra kırk günden fazla devam eden kan da istihaza kanıdır. Yine dokuz yaşından küçük kız çocukları ile elli beş yaşından büyük olup da hayızdan kesilmiş bulunan kadınların cinsel organlarından gelen, özür kanı niteliğindedir.

İstihaza kanı, vücudun herhangi bir uzvundan akan kan gibidir. Bununla yalnız abdest bozulur; devam ederse sahibi özürlü sayılır. Böyle bir kadın abdestini alıp namazını kılar, orucunu tutar. Bu durum, ibadete ve karıkoca ilişkilerine engel teşkil etmez. İstihaza kanı, özürlülerde olduğu gibi, ilk olarak abdest alınıp namaz kılacak kadar bir süre kesilmemek üzere tam bir namaz vakti devam eder, bundan sonra da her namaz vaktinde en az bir defa görülürse, sahibi özürlü sayılır.

Özür sahibi, her namaz vakti abdest alır. Abdestini bozan başka bir hal meydana gelmediği sürece, bir sonraki namaz vakti girinceye kadar abdestli sayılır. Bu arada özür kanının devam etmiş olması abdeste ve ibadete engel olmaz (Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, Mısır, t.y., I, 253, 321).

Ebû Hanîfe’ ye göre, özürlü kimselerin abdesti bir namaz vaktinin girmesiyle bozulmaz, çıkmasıyla bozulur. Ebû Yusuf’a göre, özürlünün abdesti hem namaz vaktinin girmesiyle, hem de çıkmasıyla bozulur. Meselâ; güneş doğduktan sonra alınan abdest, Ebû Yusuf’a göre, öğle namazı vaktinin girmesiyle bozulur (bk. Özür mad.).

İmam Şafiî’ye göre, özürlünün her namaz için abdest alması gerekir, onun abdesti, kıldığı namazı bitirince son bulmuş olur.

Sonuç olarak istihaza kanı, cinsel organdaki bir rahatsızlık sonucu ortaya çıktığı için, bunun sahibi genel olarak özürlünün tabi olduğu hükümlere tabi olur (el-Kâsânî, Bedâyiu’s-Sanâyi’, Beyrut 1402/1982, I, 39 vd.; İbnu’l-Humâm, Fethu’l-Kadir, Mısır, 1389/1970, I, 179- 185; el-Fetâvâ’l Hindi, ;ve, Beyrut 1400/1980, I, 37-41).

(Şâmil İslam Ans., İstihaza Md.)

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin. 

Hamilelik Hakkında En Çok Merak Edilen Sorular:

HAMİLE KADIN NAMAZ KILABİLİR Mİ?

SPERM BANKASINDAN ALINAN BİR DÖL İLE HAMİLE KALMAK CAİZ Mİ?

HZ.MERYEM’İN HZ.İSA’YA HAMİLE KALMASI NASIL AÇIKLANIR?

HAMİLELİK DÖNEMİNDE VEYA EMZİKLİ OLAN BİR BAYANIN RAMAZAN ORUCUNU TUTMASI GEREKİR Mİ?

HANIMLARIN DOĞUM YAPMALARININ KOLAYLAŞMASI İÇİN, HAMİLE İKEN VE DOĞUM ANINDA OKUNACAK DUA VAR MI?