Haksızlıklarla mücadele edilmesi konusunda tarihimizde pek çok olay vardır.Zamanın değişmesiyle İslam değişmez; ancak Müslümanların İslam’dan ne anladıkları zamana ve şartlara bağlı olarak değişebilmektedir. Böylece farklı bir Müslümanlık anlayışı oluşabilmektedir. Aslından uzaklaşmış çarpık bir Müslümanlık algısı meydana gelebilmektedir. Bunun çok değişik sebepleri olabilir. Bunların detayına girmeksizin kısaca şunu belirtelim ki, son asırlarda kimi çevreler tarafından dinin ferdî bir mesele olduğu konusu gündemde tutulmaya çalışılmıştır. Böylece dinin toplumsal boyutu göz ardı edilmiştir. Müslümanlara ve insanlığa karşı olan sorumluluk dikkate alınmamıştır.

Haksızlıklarla Mücadele Kimin Görevidir?

İnsan başkasına haksızlık yapmaktan sakınacağı gibi, başkalarını haksızlık yapmaktan da alıkoymaya çalışmalıdır. Haksızlıklarla mücadele bir görevdir. Şu var ki, kendimize yahut bir başkasına yapılan haksızlığı giderme konusunda bazı İslamî ölçüler vardır. Bunlara uyulması gerekir.Mesela, bir kötülük, bir haksızlık görüldüğünde onun el ile, olmazsa dil ile önlenmesi, o da olmazsa kalben o işe karşı olmakla mukabele edilmesi Peygamberimiz (asm)’in bir emridir.

Bu hadis-i şerifi yetkili alimlerimiz şöyle açıklamışlardır:Münkeri yani kötülüğü el ile men etmek devletin ve diğer yetkililerin vazifesidir. Dil ile men etmek ise alimlerin, bu konuda bilgi sahibi olan kişilerin vazifesidir. Elinde bir yetki olmayan, o kötülüğü dil ile önleyecek ilim gücünden de mahrum bulunan kimseler ise, kalpleriyle buğz edecekler, yani o kötülüğe iç alemlerinde karşı çıkacaklardır.Buna göre, bir haksızlığa maruz kalındığında, onun izalesi için yetkili makamlara müracaat etmek, o kötülüğü önleme gücüne sahip kişiler varsa onların devreye girmesini sağlamak gerekir. Bütün bunların bir sonuç vermediği hallerde ise, kişinin o hakkını alması mahşer meydanındaki büyük hesap gününe kalmış demektir.

Haksızlıklarla Mücadele Ederken Ölçü Ne Olmalıdır?

Hakkını helal etme meselesine gelince, bu bir fazilettir; kişi kendi hukukuna karşı yapılan tecavüzleri dilerse affedebilir. Mümin kardeşinden gördüğü bir kötülüğe karşı, misliyle yahut daha fazlasıyla mukabele etmeyip af yolunu tutanlar, bunun büyük ücretini ahirette mutlaka görürler. Ancak haklarını isteme hakları da saklıdır. Tercih, kişinin kendisine kalmıştır.İşveren işçiye haksızlık ettiği için, işçi de işverene karşı haksızlık yapamaz. İşçi, hakkını almak için hak yolları kullanması gerekir. Kısacası haksızlıklarla mücadele islama uygun olarak yapılmalıdır.

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.

Haksızlıklar Hakkında İlginizi Çekebilecek Benzer Sorular:

BAZI İNSANLARIN GÜZEL, BAZI İNSANLARIN ÇİRKİN YARATILMASI HAKSIZLIK DEĞİL MİDİR?

“HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR” SÖZÜ HADİS MİDİR?

ÇOCUK YAŞTA ÖLENLERİN DİREKT CENNETE GİTMESİ, SINAVA TABİ TUTULANLARIN CEHENNEME GİTMESİ HAKSIZLIK DEĞİL Mİ? CEHENNEME GİDEN “BENİ DE ÇOCUKKEN ÖLDÜRSEYDİN, BEN DE CENNETE GİTSEYDİM.” DİYEMEZ Mİ?

DOĞUŞTAN ENGELLİ İNSANLARIN BİR SUÇU MU VARDI Kİ ÖYLE YARATILDILAR?

IRK SEVDALILIĞI DİNİMİZE ZARAR VERİR Mİ?