Tesadüf bu zamanlarda karşımıza hiçte az çıkmayan resmen kainattaki düzeni intizamı inkar eden bir kelime bir inkardır. Bir de bu soru beyin için sorulmuş. Hadi beynin tesadüfen bu kadar güzel olup olamayacağını inceleyelim.
Beynimiz beden ağırlığının %2’si, kalp debisinin %15’ini ama vücuda gelen glikoz ve oksijenin %25’ini kullanıyor. Beynimiz sessiz organ olarak kabul ediliyordu. Şu an sinirbilimcilerin görüşüyle beynin %5’i bilinçli, %95’i bilinçsiz faaliyette. Bilgisayarda sistem dosyaları vardır. Onlarca sistemin dosyası var ve arka planda çalışır biz ön planda üç beş tane dosyayı kullanırız. Aynı bilgisayar gibi beynimizde de başka dosyalar var. Bilgisayardaki konfigürasyon beynimizdeki konfigürasyona çok benziyor. Bu da kognitif nörobilim diye geçiyor.
Burada tenis oynayan bir kimsenin beynini inceleyim: Hasta grup ve sağlıklı grup: Burada evde sağlıklı bir şekilde dolaşıyorsun. MR cihazının içerisinde tenis oynadığını hayal et diyorlar. Hasta grubuna bakıyorlar. Kırmızı alanlar beynin hızlı çalışan alanları, glikozu çok tüketen alanları. Hasta grupta kırmızı, sarı oranı var ama sağlıklı grupta, evde sakince dolaş, derken kırmızı stresli bir alan yok. Sağlıklı kişi sakinken de rahat, beynini çalıştırabiliyor. Beynimizin %20’sini ayna nöronlar oluşturuyor. Ayna nöronlar sayesinde biz sosyalleşmeyi öğreniyoruz. Karşıdakinin ne düşündüğünü düşünüyoruz, ayna nöronlarla zihin teorisi geliştiriyoruz. Yemek yerken, yemek yemeyi hayal ederken ve yemek yiyen bir insanı izlerken aynı nöronlar çalışıyor, bunlara ayna nöronlar deniyor. Bu ayna nöronlar telsiz dinlemesi gibi çalışıyor ve karşı tarafın beyniyle bağlantı kuruyor. Ayna nöronlar birçok ezberi bozdu.
Bütün bu hadiselerin tesadüf ile nasıl var olduğunu, teşekkül ettiğini, açıklayamıyoruz. Bir sinir hücresi ile başka bir sinir hücresi arasında 5 bin, 10 bin bağlantı var. Bu arada kimyevî ateşleme var, aksan potansiyeli oluşuyor buradan kimyevî ateşleme oluyor başka bir sinir hücresine geçiyor, buradan başka bir sinir hücresine geçiyor. Kuş beyninde bir sinir hücresiyle başka sinir hücresi arasında bir iki bağlantı var. Bizim Anadolu’da kuş beyinli sözü boşa söylenmemiş demek ki.
Beynimiz Nasıl Çalışıyor? Beyindeki Sinyallerle Hastalıkların Oluşması Tesadüf mü?
Yine dikkat eksikliği olan kişinin beynine bakalım. Beyninde metabolizma bozulmuş kırmızı alanlar var. Beyindeki ürettiği dalgaları kaydediyoruz, elektrotlarla beyindeki sinyallerle düşünce gücüyle joystick (kumanda kolu) kullanmadan füzeyi uçurabiliyor. Gülen yüz ortaya çıkarabiliyor. Beyindeki dalgalarla kişi otonomik robotlar üretebiliyor.
Her birimizin beyninde bir iç eczane var, her birimiz bir kimyacıyız. Hangi kimya hangi duygu ile ilgili? Dopamin haz ödül; endorfin zevk, ağrı kesici; adrenalin, nöroadrenalin neşe, canlılıkla ilgili; oksitosin annelikle bağlanmayla ilgili; prolaktin, kortizon, vazopressin, stres hormonları cinselliğin azaltılması, tansiyonun yükseltilmesiyle ilgili. Şu anda Nörobiofeedback sistemiyle biz tedavide kullanabiliyoruz artık. FDA, NöroBiofeedback’i onayladı. Dikkat eksikliği şu an onaylanmadı, ama çalışmalar var. Beynin ürettiği dalgalar tesadüfî dalgalar değil anlamlı dalgalar. Anlamlarını çıkararak birçok hastalıklarda bunu ölçebilir hale geleceğiz gibi gözüküyor.
Beynimiz kimya laboratuvarı gibi, her duyguda bir karışım üretiyor. Bu durumlara göre de kalbimiz çarpıyor, nefesimiz hızlanıyor, kaslarımız kasılıyor, göz bebeklerimiz büyüyor, dikkatimiz artıyor. Beynimizin ürettiği kimyasallarla bunlar ortaya çıkıyor. Beynin fusiform bölgesi; yüz tanımayla ilgili, otonomik cevaplarla ilgili, göz hareketleriyle ilgili, duygularla ilgili.
Bunun gibi beyinde 16 tane alan, 15 tane çevrim davranışla ilgili tespit edilmiş. Psikiyatrik hastalıklarla, ödül gözetmeyle mesela bağımlılık ödül-ceza sisteminin bozulması ile ortaya çıkıyor. Bağımlılar ödül yetmezliği sendromu yaşıyor. Hipokampüs veri kaydetme otonom sinir sistemi ile ilgili organlarımız beyinde en çok temsil edilen bölge. Bazı kimseler var, midesi için doktora gider. İç hastalıkları uzmanı senin bir şeyin yok der. Fakat kişinin bağırsakları hızlı çalışıyordur, ama problem bağırsak değildir. Organların beyinde temsil edildiği alanlardaki kimyevî iletim bozukluğudur.
Beyin düzeldiği zaman organ da düzeliyor. Psikosomatik hastalıklarda (somatic marker) hipotezi diye bilinen birçok psikosomatik hastalıklarda ve psikofizyolojik hastalıklarda bağlantılarının anlaşılmış olduğu görülür. Beynimiz tesadüf değildir.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
FOTOĞRAF BULUNAN ODADA NAMAZ KILMAK CAİZ MİDİR?
KÖK HÜCRE TEDAVİSİ CAİZ MİDİR?
SALGIN HASTALIK DÖNEMİNDE, CUMA NAMAZI KILINMAZSA GÜNAH OLUR MU?
AİLE İÇİ HUZURSUZLUK VE GEÇİMSİZLİĞİN ÇÖZÜMÜ İÇİN, KARI VE KOCAYA DÜŞEN YÜKÜMLÜLÜKLER NELERDİR?
“HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR” SÖZÜ HADİS MİDİR?
Yorumlar (0)