Peygamberlik, yani nübüvvet meselesi kelâmda nakil yoluyla elde edilen“Sem’iyyât” kısmına girer. Din, peygamber vasıtasıyla insanlığa tebliğ edildiği için nübüvvet müessesesi üzerine inşâ edilmiştir. İlk dönem kelâm kitaplarında fazlaca bir yer tutmayan nübüvvet meselesi, daha sonradan iç ve dış âmillerin etkisiyle fazlaca bahis konusu olmaya başlamıştır.

Peygamberlik müessesesine olan ihtiyaç son derece açıktır. Çünkü kâmil mânâda Allah’a iman ancak onların rehberliği ile mümkündür. Vahiy olmadan aklın tek başına doğrulara ulaşması imkân dışıdır. Buna en güzel misâl Hz. İbrâhim (as)’in aklı ile Allah’ı aramasıdır. Önce yıldızları, ayı ve güneşi ilâh olarak düşünen Hz. İbrâhim (as), ancak kalbine doğan hidâyet güneşi ile Alemlerin Rabbi’ne yönelmiştir.

İnsanlığın tekâmülü ancak nebîlerin eliyle olmuştur. Peygamberler olmasaydı, insanlık medeniyeti kuramaz, düzenli hayata geçemez ve ilimlerde ilerleyemezdi. Peygamberler gösterdikleri mucizelerle aynı zamanda ilimlerin nihâî hudutlarını da çizmişlerdir. Bundan dolayı peygamberlerin her biri değişik bir sanat dalında “Pîr”olarak kabul edilmiştir.

Fıtrî olarak hudut altına alınmayan insanın gazab, şehvet ve akıl duygusu, peygamberlerin getirdiği hükümlerle sınır altına alınmış, beşer, kuvve-i akliyyede“hikmet’i”, kuvvet-i gadabiyyede “şecaat’i”, kuvve-i şeheviyyede “iffet’i ancak onlar vasıtasıyla yakalayabilmiş, hikmet, iffet ve şecaat üçgeninde insan olmanın hazzına erebilmiştir.

İnsan, kendi aklıyla bir yaratıcı düşüncesine ulaşsa bile ona nasıl ibadette ve kullukta bulunacağını ancak Peygamberler vasıtasıyla öğrenebilecektir. Dolayısıyla sevap ve günah hudutları peygamberler eliyle çizilmiş, saâdet veya şekâvete giden yollar onlar eliyle gösterilmiştir. Ehl-i Sünnet, Allah’ın peygamber göndermesini O’nun bir rahmeti, fazlı ve ihsanı olarak görür. Allah, içlerinden elçi olarak seçtiği paygamberleri vasıtasıyla insanlara hitâb etmiştir. Peygamberler O’nun kelâmını insanlara bildirmiş ve marifet yollarını onlara öğretmişlerdir. Bundan dolayı peygamberler olmasaydı insanlar lâyık olduğu şekilde Cenâb-ı Hakk’ı bilemezlerdi.

Peygamberleri Neden İnsanlar Seçemez?

Peygamberlik ihtiyarî ve kesbî bir makam ve rütbe olmadığı gibi insanların seçmesi ve tayiniyle de kimse isteyerek, arzu ederek ve çalışarak peygamber olamaz. Çünkü peygamberlik pek çok delille sabit olduğu şekliyle Allah’ın kulları içinden birini seçmesi (ıstıfâ) ile olur.

Peygamberlik gibi üstün bir makamı temsil edecek kişileri insanların seçimine bırakılması elbette isabetli olmayacaktır. Ona liyakatlı insanları ancak Allah tayin edebilir.

Kaynak:Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.

Bazı Merak Edilen Sorular:

PEYGAMBERİN HANIMLARININ KADINLARI DAVET EDİP YEMEK YEDİRME ADETLERİ VAR MIYDI?

PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) ŞU AN BİZİ MERAK EDİYOR MU, BİZDEN HABERDAR MI?

PEYGAMBERLER HEP ARAP KAVMİNE VE ARAP ÜLKELERE Mİ GELMİŞTİR ?

PEYGAMBERİMİZİN RESMİ VAR MIYDI?