Evlilik, bir erkekle bir kadın arasında Allah’ın koyduğu prensipler çerçevesinde akdedilen muameledir. İslâm nazarında bir ibadet kabul edilen evlilik ile ilgili olarak, İslâm Hukuku’na dair yazılan kitaplardan bazısında; “Bizim için Hz. Adem’den bu güne kadar, meşrû olarak devam ede gelen ve Cennette de devam edecek olan iki şey vardır; bunlar, evlenme ve imandır (İbn Âbidin, III, 3) şeklinde kaydedilmektedir.
Kuran-ı Kerim’de evliliğin Allah’ın varlık ve kudretinin bir delili olduğu ifade edilir. Ayrıca eşlerin birbirine karşı sevgi ve şefkat duymaları da dikkatlere sunularak, adeta evliliğin temel rükünleri satır arasında ifade edilir:
“O’nun varlığının ve kudretinin delillerinden biri de kendilerine ısınmanız için size içinizden eşler yaratması, birbirinize karşı sevgi ve şefkat var etmesidir. Elbette bunda, düşünen kimseler için ibretler vardır.” (Rum, 30/21)
Dinimiz, şartlarına uyularak yapılan nikahla meydana gelen aileyi iyi bir milletin temel ve esası kabul eder. Her şeyin bir gayesi olduğu gibi nikahın yani evlenmenin gayesi de Allah ve Resûlünü memnun edecek bir neslin yetiştirilmesi olmalıdır. Nitekim bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurur:
“Evleniniz, çoğalınız; ben kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar ederim.” (Abdurrezzâk, Musannef, 6/173; Kenzü’l-Ummâl, 16/276)
Bu ayet ve hadis gibi diğer ayetleri ve hadisleri de dikkate aldığımızda evlilik amacı ve hikmetlerinden geniş biçimde söz etmek mümkündür. Alimlerimiz değişik kaynaklarda konuyla ilgili detaylı açıklamalar yapmışlardır.
Örneğin Serahsî, fakihlerin nikah akdinin mahiyetiyle ilgili bakışlarına ışık tutan açıklamalarında sözlük anlamıyla bağlantı kurmak suretiyle nikahın;
– Cinsel ilişkiye meşruiyet kazandıran bir akit olduğunu,
– Hayat ortaklığı meydana getirmek üzere eşleri tek bir vücut gibi birbirine bağladığını,
– Taraflar için maddî ve manevî yararlar sağlama amacının bulunduğunu
– Ve cinsel arzuları tatmin etmenin, esasen nikahın öncelikli hedeflerinden olan neslin sürdürülüp korunması gayesine hizmet eden bir vasıta olduğunu belirtmiştir (bk. Mebsûṭ, IV, 192; XVI, 123).
Yine birçok fakih tarafından nikah akdiyle meydana gelen evlilik birliğinin, eşlerin karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı hayat arkadaşlığı anlayışı ve süreklilik esası üzerine kurulu olması gerektiği, bu sebeple İslam’ın geçici evlilik uygulamasına nihayet verdiği ve zorunluluk bulunmadıkça evliliğin sona erdirilmesinin caiz olmadığı vurgulanmıştır.
Bediüzzaman Hazretleri de nikahın ehemmiyet ve gayesini şu veciz sözleriyle ifade etmiştir:
“Saadetin esaslarından nikah ise insanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbine mukabil bir kalbin mevcut bulunmasıdır ki her iki taraf sevgilerini, aşklarını, şevklerini mübadele etsinler ve lezzet verici hususlarda birbirlerine ortak, gam ve kederli şeylerde de yekdiğerine muavin ve yardımcı olsunlar.” (Bediüzzaman Said Nursî, İşârâtü’l-İ’câz, s. 147)
Demek ki, İslam’a göre nikah ve aile müessesesi; nesil yetiştirmek, evlat terbiyesi, neslin muhafazası ve insanlık haysiyetinin korunması.. bakımından son derece lüzumlu ve vazgeçilmez bir değer; hem bedeni bir ihtiyaç, hem de manevî gelişimin esaslı bir zeminidir. Çünkü evlilik, nefsani arzuları meşru ölçü ve gayelerle tatmin ederek, huzur ve saadet dolu aileler kurulmasına ve hayırlı nesillerin yetiştirilmesine vesile olur.
O halde evlilik, kişinin dini ve dünyevi hayatını en güzel şekilde yaşaması ve koruması için son derece lüzumlu bir müessesedir. Bu sebeple evlenirken dindar, güzel ahlak sahibi eşleri seçmek ve dindar bir aile kurmaya çalışmak gerekir.
Ailenin en güzel tarafı gönül meyveleri olan evlatlardır. Kişinin hanımı ve çocuklarıyla huzurlu bir hayat sürdüğü aile yuvası, adeta bir cennet köşesidir.
Evlilik ile İlgili Bazı Ayet Mealleri:
“İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir cariye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye ayetlerini insanlara açıklar.” (Bakara, 2/221)
“(Harp esiri olarak) sahip olduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı. Allah’ın size emri budur. Bunlardan başkasını, namuslu olmak ve zina etmemek üzere mallarınızla (mehirlerini vererek) istemeniz size helâl kılındı. Onlardan faydalanmanıza karşılık kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. Mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim için) karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.” (Nisa, 4/24)
“Senden kadınlar hakkında fetva istiyorlar. De ki, onlara ait hükmü size Allah açıklıyor: Kitap’ta, kendileri için yazılmışı (mirası) vermeyip nikahlamak istediğiniz yetim kadınlar, çaresiz çocuklar ve yetimlere karşı adil davranmanız hakkında size okunan ayetler (Allah’ın hükmünü apaçık ortaya koymaktadır). Hayırdan ne yaparsanız şüphesiz Allah onu bilmektedir.” (Nisa, 4/127)
“Bugün size temiz ve iyi şeyler helal kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin (Yahudi, Hıristiyanların) yiyeceği size helaldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir. Kim (İslami hükümlere) inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir. O, ahirette de ziyana uğrayanlardandır.” (Maide, 5/5)
“Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı ve sizi temiz gıdalarla rızıklandırdı. Onlar hâla bâtıla inanıp Allah’ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?” (Nahl, 16/72)
“Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.” (Nur, 24/32)
“Evlenme imkanını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar…” (Nur, 24/33)
“Onlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesiniz.” (Bakara, 2/187)
Evlilik ile İlgili Bazı Hadis Mealleri:
“Kim evlenirse imanın yarısını tamamlamış olur; kalan diğer yarısı hakkında ise Allah’tan korksun!” (Heysemî, IV, 252)
“En faziletli şefaatlerden (teşvik edilen amellerden) biri, evlilik hususunda iki kişiye aracı ve yardımcı olmaktır.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 49)
“Kadın dört sebepten biri için nikâhlanır: Malı, nesebi, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç ki hayır ve bereket göresin!” (Buhârî, Nikâh, 15, Müslim, Radâ, 53)
“Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimle amel etmezse, benden değildir. Evleniniz! Zira ben, diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuz ile iftihar edeceğim. Kimin maddî imkanı varsa, hemen evlensin. Kim maddî imkan bulamazsa, nafile oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için şehveti kırıcıdır.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 1/1846)
“Üç şeyi geciktirmeyin. Vakti gelince namazı, hazır olunca cenâzeyi ve denk birini bulunca bekârı evlendirmeyi.” (Tirmizî, Salât, 13/171)
“Ey gençler! Sizden evlenmeye güç yetirenler evlensin.” (Buhârî, Nikâh, 3; Müslim, Nikâh, 1)
“Nikâh benim sünnetimdir. Benim sünnetimi uygulamayan benden değildir. Evleniniz. Çünkü ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar ederim.” (İbn Mace, Nikâh, 1)
“Kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin. Çünkü evlilik, gözü haramdan alıkoyar ve iffeti en iyi şekilde korur…” (Buhârî, Savm, 10)
“Nikahın hayırlısı, külfetsiz olanıdır.” (Ebû Dâvud, Nikâh, 32)
“Zenginlerin dâvet edilip fakirlerin çağırılmadığı düğün yemeği ne fena bir yemektir.” (Buhârî, Nikâh 72; Müslim, Nikâh 107)
“Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet ediniz! Onlara şefkat ve sevgi ile muamele ediniz! Onlar hakkında Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz!” (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı, X. 398)
“Evleniniz, boşanmayınız!.. Zira boşanma dolayısıyla Arş titrer…” (Ali el-Müttakî, IX, 1161/27874)
“Bir kimse geceleyin hanımını uyandırır da beraberce veya her biri kendi başına iki rekat namaz kılarlarsa, Allah’ı çok zikreden erkekler ve Allah’ı çok zikreden kadınlardan yazılırlar.” (Ebû Dâvûd, Tatavvû 18, Vitir 13)
“Geceleyin kalkıp namaz kılan, hanımını da kaldıran, kalkmazsa yüzüne su serperek uyandıran kimseye Allah rahmet etsin! Aynı şekilde geceleyin kalkıp namaz kılan, kocasını da uyandıran, uyanmazsa yüzüne su serperek uykusunu kaçıran kadına da Allah rahmet etsin!” (Ebû Dâvûd, Tatavvû 18, Vitir 13)
“Saliha kadın, kocası yüzüne baktığı zaman onu sevindirir, kocasının meşru isteklerini yerine getirir ve onun olmadığı yerde hem malını, hem de namusunu muhafaza eder.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 5/1857)
“Kocası kendisinden razı olarak vefat eden kadın, cennete gider.” (Tirmizî, Radâ, 10)
“Dünya geçici bir faydadan ibarettir. Onun fayda sağlayan en hayırlı varlığı dindar kadındır.” (Müslim, Radâ, 64)
“Sahip olunan şeylerin en kıymetlisi; zikreden bir dil, şükreden bir kalp, kocasının imanına yardımcı olan saliha bir eştir…” (Tirmizî, Tefsir 9/9)
“Kendi için evlenmek kolay olduğu halde evlenmeyen kişi benden değildir.” (Beyhakî, Şuâb, VII, 338/5095)
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
BİRDEN FAZLA EVLİLİK YAPAN KİŞİNİN CENNETTEKİ EŞİ KİM OLUR?
EŞ SEÇİMİNDE / EVLİLİKTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR NELERDİR?
FLÖRTSÜZ EVLİLİK OLMAZ MI? FLÖRTÜN ZARARLARI NELERDİR? DİNİMİZ FLÖRTE İZİN VERİR Mİ?
EVLİLİKTE HANIMLARA NASIL DAVRANILMALI?
İMTİHAN OLMAK NE ŞEKİLDE OLUR? ALLAH İNSANI İMANIYLA İMTİHAN EDER Mİ ?
Yorumlar (0)