Değerli Kardeşim,

Hz. Ali’nin harika bir ilme sahip olduğu, eşsiz bir şecaate, fevkalade bir takvaya, şah-ı velayet unvanını alacak kadar büyük bir velayete sahip olduğu tarihi bir gerçektir. Şia, bu gibi vasıflarını da dikkate alarak mesleklerindeki taassuplarını pekiştirmişlerdir.

Sahabe arasında, Resulullah’tan sonra, daima ilmin zirvesinde kabul görmesi, raşit halifelere bir nevi Şeyhu’l-İslam olması; Hatta Hz. Ömer’in, “Ali’nin bulunmadığı bir müşkilin çözüme kavuşmasının mümkün olmadığını…” söylemesi; sahabeler arasında “Sorun, bana ne isterseniz sorun.” diyecek kadar bilgisine güvenmesi ve güvenilir olması; Kur’an’ın en büyük tercümanı kabul edilen Abdullah b. Abbas’ın, “Ben bütün ilmimi Ali’den öğrendim.” demesi; bizzat kendisinin, “perde-i gayb açılsa benim imanım zerre kadar artmaz” diyerek imanının  kuvvetine işaret etmesi gibi yüzlerce meziyetinin Sünni kaynaklarda da yer alması, Şia kaynaklarında çok daha fazla harikalarından haber verilmesi gibi imtiyazları, aşırı taraftarı olan şialara, aşırı sevgiyi ve bu aşırı sevgiden kaynaklanan ve  kitap ve sünnetin çizgisini aşacak derecede bir bağlılık kazandırmıştır.

Peygamberimiz (asm) şu gerçeğe dikkat çekmiştir: “Ya Ali! İsa (a.s.) hakkında olduğu gibi senin hakkında da iki taife helak olur: Bunlardan Yahudiler, İsa’ya olan kinlerinden ötürü, onun annesine iftira ettiler. Hristiyanlar ise, ona karşı aşırı sevgilerinden ötürü, onu kendi makamından öteye uçurdular.” (bk. Kenzu’l-Ummal, h. No: 36399)

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin 🙂

Bazı Merak Edilenler:

ALEVİLİK BİR MEZHEP MİDİR YOKSA TARİKAT MIDIR?

ALEVİLERE MÜSLÜMAN DİYEBİLİR MİYİZ?

MEZHEP DEĞİŞTİRMEK CAİZ MİDİR? 

BİR MEZHEBE NE GEREK VAR?

EHL-İ SÜNNETİN TEMEL ESASLARINI SÖYLER MİSİNİZ?