Değerli kardeşim,
– Ulü’l-emrin durumu, içinde bulunduğu düzenin konumu ne olursa olsun -Allah’ın emir ve yasaklarına aykırı olmayan emirlerini yerine getirmek gerekir. Bunun anlamı şudur: Herkes vatandaşı bulunduğu devletin, İslam dinine ters düşmeyen kanunlarına uymakla mükelleftir. Çünkü, İslam’a aykırı olmayan her kanun, zımnen İslam’ın da iznini almış sayılır.
– Bu kanunların Allah namına olmaksızın tatbik edilmesi, her ne kadar önemli bir eksiklik ise de, fiili olarak insanlığa bir şekilde yapılan bir hizmete yöneliktir. Sağlık, eğitim, güvenlik, trafik, genel ahlakî değerle ilgili evrensel kurallar, toplumsal hayatın vazgeçilmez unsurları olduğu gibi, İslam’ın da teşvik ettiği maslahatlardır. Bilinen örnekleriyle; her vatandaş, vergisini vermek, belirlenen trafik kurallarına uymak, kaçak elektrik, kaçak su kullanmamak, kaçak inşaat yapmamakla yükümlüdür. Çünkü, bu düzenlemeler, bütün insanların ortak çıkarına olan şeylerdir. Bunlara muhalefet etmek, kul hakkına girmek anlamına gelir.
– Yezid, Velid, Haccac gibi zalim dönemlerde bir çok takva sahibi insanların –Allah’a muhalif olmayan hususlarda- gösterdikleri müspet davranışları, bu gerçeği teyit etmektedir. Çünkü, şu bir gerçektir ki, -Allah’a muhalif olmayan yerde- meriyetteki kanunlara itaatsizlik anarşi doğurur. Anarşik ortamlar, hiç kimsenin yararına olmaz.
Kaynak: Sorularla islamiyet
Bazı Merak Edilenler:
ERKEK VE KADINLAR BERABER DERS ÇALIŞABİLİR Mİ?
ÇOCUKLUK ARKADAŞI BAYAN OLAN BİRİSİYLE TELEFONDA KONUŞMAK VEYA YAZIŞMAK GÜNAH MI?
TİN SURESİNDE İNCİR ÜZERİNE YEMİN EDİLMESİ HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
Yorumlar (0)