Değerli kardeşim,
Allah’ın varlığını kabul bir iman meselesidir. İman da ferdin cüz-i ihtiyarisini sarfından sonra Allah’ın ilham ettiği bir nurdur. Yani fert önce kendisine ve çevresindeki varlıklara bakacak, bunların bir yaratıcısı olması gerektiğini düşünecek ve O yaratıcıyı anlamaya ve bilmeye gayret edecek, sonra Allah lütfederse, o kişiye imanı nasip edecek. İman olmazsa Allah’ı kabul mümkün değildir.
Hem bir şeyi ispat ettikten sonra ona iman denmez, o ilim olur. Oksijenle karbon birleşince karbon dioksit meydana gelir. Bu ilmen bir meselenin ispatıdır. Buna inanılmaz. Bu ilmi meseleyi de zaten aklı olan herkes kabul eder. İman, inanmaya dayanır. İnandıktan ve kabul ettikten sonra o meselenin ilmi bir açıklaması varsa anlamaya çalışırsın.
Bir kimsenin önüne yemek sofrasını koyduğunuzda şayet o insanın midesi bozulmuş, hastalanmış ve vücudu rahatsızsa, değil o sofradaki yemekleri yemek, onların kokusundan dahi rahatsız olur.
İşte manevî iman sofrası da böyledir. Bir kimsenin kalp midesi, aklı ve vicdanı bozulup çürümüşse, ona Allah’ı anlatmak mümkün değildir. Onlar Allah’ı ortaya koyan sözleri duymaktan fevkalade rahatsız olurlar.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin 🙂
Yorumlar (0)