Değerli kardeşim,

Canlılarda değişme olduğu, inkâr edilmez biyolojik bir gerçektir. Fakat bu değişimin mahiyeti ve derecesi evrimciler için çok büyük bir problemdir. Onlar, ideolojik bir saplantı hâlinde yaratılışı inkâr için bütün himmet ve gayretleriyle türden türe geçiş olduğunu ispatlamaya çalışırken, bu değişimde hiçbir sınır tanımadan bir hücreli hayvanlardan insana kadar bütün canlıların bir ağaç şeklinde dallanarak birbirinden türediğini iddia ederler.

Douglas Futuyma’nın 2005 basımı, Türkçeye de çevrilen Evrim isimli ders kitabına göre, Darwin’in dallara ayrılan hayat ağacının üretilebilmesi için gerekli olan “farklılaşmanın olmazsa olmaz şartı”, türleşmedir.(Futuyma, D, J. (2005): Evolution. Sunderland, Massachusetts, Sinauer Associates, p.401) Evrimcilerin üzerinde durdukları ve olmasını istedikleri, tabiatta müşahede edilmeyen makro evrim, tür seviyesi üstündeki değişikliklerdir. Onlar, meselâ bir kedinin kaplana, onun da aslana ve jaguara dönüşmesi gibi bir beklenti içindedirler. Hâlbuki biyolojik hakikatlere uygun olan ve tabiatta müşahede ettiğimiz “mikro evrim” ise, popülâsyon içerisindeki küçük genetik değişmelerle varyasyonların ve ırkların meydana gelmesidir. Darwincilerin beklentisi ise, “makro evrim” adını verebilecekleri ve dallara ayrılan ağaç yapısındaki bir şema ile temsil edebilecekleri biçimde, tamamen kendine has orijinal, yeni organların ve yeni vücut plânlarının ortaya çıkmasıdır. Evrimin tesadüflere, tabiata ve moleküllerin aklına(!) dayanan böyle bir makro evrimi göstermeleri bugüne kadar mümkün olmadığından, ideolojik bir dayatmayı da îmâ eden “evrim” tabirini kullanmamak ve yanlış anlaşılmalara imkân vermemek için, her zaman müşahede edilen “mikro evrim” yerine “küçük değişiklikler” veya “biyolojik değişim” tabirlerini tercih etmek daha uygun olacaktır.

Evrimci biyologlar da, uzun zamandır, mikro evrim ve makro evrimi birbirinden ayırmaktadırlar. Theodosius Dobzhansky’nin 1937’deki ifadelerine göre: “Var olan türlerin içerisindeki küçük ölçekli değişmeler (bunu mikro evrim olarak adlandırmıştır) ile fosil kayıtlarında gördüğümüz yeni türlerin ortaya çıkışı ve büyük ölçekli değişmeleri (bunu makro evrim olarak adlandırmıştır) birbirine bağlayacak güçlü herhangi bir delil yoktur.” Dobzhansky’e göre: Bazı Darwinistler mikro evrim ile makro evrim arasındaki farkı kabul etmemektedirler ve bunlar eleştirilerle karşı karşıya kaldıklarında, mikro ve makro evrim arasındaki farkı yumuşatmaya çalışırlar yahut aradaki farkı tamamen inkâr ederler. Brown Üniversitesi’nden Kenneth R. Miller:

“Mikro ve makro evrim arasındaki sun’î ayrılık ortadan kaldırılmalıdır; çünkü makro evrim tabiatta gözlemlenmektedir.”(Miller, K. R. (2005): Statement to the Kansas State Board of Education.)derken, aslı astarı olmayan bu düşüncesini ispat etmek için, Proceddings of the National Academy of Sciences USA dergisinde 2004 yılında basılan, var olan iki sinek türü üzerinde yapılan deneyler hakkında yazılmış bir makaleden alıntı yapmaktadır. Ancak makalenin yazarları, yeni bir türün oluşumu bir yana, yeni bir ırkın oluştuğunu bile iddia etmemişlerdir.(Linn, C.E.Jr., Dambrobki, H.R., Feder, J.l., et al. (2004): Postzygotic Isolating Factor in Sympatric Speciation in Rhagoletis Flies: Reduced Response of Hybrids to Parental Host-Fruit Odors. Proceedings of thi National Academy of Sciences USA 101. 17753-17758.)

Başka bir Darwinist Gary Hurd, mikro ve makro evrim arasındaki farkın sadece yaratılışçıların bir uydurması olduğunu iddia etmiştir. Hurd, Kansas Eyaleti Eğitim Başkanlığı’na şöyle yazmıştır:

Yaratılışçı polemikler dışında hiçbir mânâsı olmayan terimler olan ‘makro’ ve ‘mikro’ evrimi birbirinden ayırmanın absürtlüğüne işaret edecek, konusunda ehil başka yorumcuların olacağına eminim.”(Hurd, G. (2005): To the Committee, review of proposed changes to Kansas State Science Standarts. http://www.ksde.org/outcomes/sciencereviewhurd.pdf)

Konuyla İlgili bu videolarımızı da izleyebilirsin kardeşim: