İnsan ise, sıfır bilgi ile her türlü bilgi ve beceriyi öğrenmeye kabil bir istidatla dünyaya gelir. İmtihan sırrı gereği, insanın kendi iradesiyle hem iyiliği hem de kötülüğü yapmaya meyillidir. Kötülükte esfel-i safiline inebildiği gibi, iyilikte de alayi illiyine çıkabilir. İnsan için dünya hayatında esas olan, insanın aklen, kalben ve ruhen tekamül etmesidir. Mükemmel bir insan olamaya çalışmasıdır. Bunu da ancak akıl ve vahiy ile gerçekleştirebilir.
Akıl, vahiy olmadan kendi başına insan ve insanlığa bir şey veremez. Akıl göz gibi bir vasıtadır. Nasıl ki göz karanlıkta işe yaramıyorsa, akıl da vahiy ışığı olmadan hakikati görmez. Onun için insan zihnen ve kalben gelişmek istiyorsa Kur’an’ı anlamaya çalışmalıdır. Zaten Kur’an da sürekli insanı düşünmeye davet ediyor. Aklına ve kalbine hitap ediyor. Kendini, evreni, geçmiş milletleri ve olayları düşünmeye sevk ediyor.
Bu bağlamda insanın aklen ve zihnen, dolayısıyla ruhen kendini geliştirmesi için:
1. Kur’an’ı okuyup anlamaya çalışmalı, Kur’an’ı okudukça, anladıkça ufku ve basireti açılacak. Bu konuda Allah buyuruyor: “Şu Kur’an, yakini elde etmiş insanlar için bir basiretler mecmuasıdır, bir hidayet rehberidir.” (Casiye 45/20).
2. Büyük insan denilen evreni okumalı evrendeki hareketleri, olayları inceleyip onlardan tevhide götüren kapılar aralamalı, dünyada olup bitenlerin bir tesadüf eseri olmadığını, pek çok hikmetler barındırdığını bilip onlardan dersler çıkarmalı, kaliteli imanın detaylarda olduğunu fark etmeli ki her gün yeni ufukları görmeli.
3. Küçük bir evren olan insan kendini okumalı: “Ben kimim, neden yaratıldım, sonum ne olacak, beni yaratan benden ne istiyor, bana verilen, akıl, kalp, beş duyu organı ve pek çok manevi cihazları nasıl kullanmalıyım, nerede kullanmalıyım ve bunların ücreti nedir?” gibi soruların cevaplarını düşünmeli ve aramalıdır. O zaman hayatın bir anlamı olur. Bu da insanın gelişmesi ve olgunlaşmasını sağlar. Kur’an, “Kendi nefsinizde (sizde) dersler ve ibretler vardır görmez misiniz?” (Zariyat, 51/20) demektedir.
4. Ehl-i sünnet inancını temsil eden alimlerden ve ilim meclislerinden istifade edilmeli. Bu konuda İmam Rabbani din adına kendisinden istifade edilecek, güvenilecek insanlarda şu üç özelliğin aynı anda bulunmasına dikkat çekmektedir:
1. Zeki ve akıllı olacak,
2. İlim sahibi olacak,
3. Takva sahibi yani bütün söz ve davranışlarında Allah rızası esas olacak.
Ancak böyle bir kişiden istifade edilebilir.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
ZEKÂ VE HAFIZANIN GELİŞMESİ VE UNUTKANLIKTAN KURTULMAK İÇİN OKUNACAK DUALAR VAR MI?
İLİM DENİLİNCE İLK HANGİ İLİMLER ÖĞRENİLMELİ?
NEFSİMİ NASIL TERBİYE EDEBİLİRİM?
ÖVÜNMEK VE MÜNAKAŞA ETMEK İÇİN İLİM TAHSİL ETMEK DOĞRU MU?
HEYECANI YENMENİN VE BAŞARILI OLMANIN YÖNTEMLERİNİ AÇIKLAR MISINIZ?
Yorumlar (0)