Değerli kardeşim,
Adalet, genel kavramı itibariyle varlıkların muhtaç oldukları hak ve ödevlerini, konumlarına uygun bir şekilde verip tevzi etmektir.
Karıncadan bir deve yükünü taşımasını, bir inekten kuş gibi uçmasını, bir insandan tavşan gibi koşmasını istemek adaletsizliktir.
Kâinat çapında var olan dengelerin hepsi, Allah’ın sonsuz adaletinin birer yansımasıdır. Derin çukurlardan su içmesi, yüksek yerlerden otlaması için devenin boynunun uzun olması ve sıcak çöllerde uzun süre susuzluğa dayanacak şekilde bir donanıma sahip kılınması; inine rahatça girmesi için yılanın elsiz-kolsuz yaratılması; filin geçimini rahat temin etmesi için çok muhtaç olduğu uzun bir hortumun kendisine verilmesi ve benzeri binlerce konu, ilahî adaletin hikmet dolu bir tezahürüdür.
Keza, ekolojik dengeler, astronomik, jeolojik, biyolojik, ontolojik, bütün kozmik dengeler Allah’ın sonsuz adaletinin birer belgesidir.
Kopernik tarafından keşfedilen Güneş sistemindeki milimetrik hesaplarla ortaya konan çok yönlü dengeler, Allah’ın sonsuz adaletini Güneş gibi ortaya koymaktadır.
İnsanın görme, işitme, nefes alma, kirli kanı temizleme gibi hayatî önem taşıyan fonksiyonlarının yerine gelmesi için, güneşin ışığını, havanın frekansını, oksijen ve hidrojenin dozajını uygun bir dengede tutmak, sonsuz bir ilim, kudret, hikmet yanında mutlak bir adaletin göstergesi de değil mi?
Bu hakikatler gün gibi ortada olduğu halde, “Dünyanın tamamen adaletsizlik üzerine kurulduğuna inanıyorum.” diyen kimseye bütün dünyadan –ontolojik noter tasdikli- tekzipler, yalanlamalar gelmez mi?
Şimdi, Merhum Mimar Sinan gibi harika bir mimarın çok harika nakışlarla yaptığı bir binanın bir köşesinde farklı bir nakış yaptığını gören bir kimsenin, bunu Mimar Sinan’ın hatası olarak mı, yoksa hikmetini bilmediği bir hikmete binaen yaptığını mı düşünmesi daha makuldür?
Bunun gibi, evrenin her tarafında Güneş parlaklığında görünen ilahî adaleti gördüğümüz hâlde, imtihana tabi tutulduğu için özgür iradesiyle baş başa bırakılan insanların ikamet ettiği şu dünyamızdaki bazı yanlışları -haşa- Allah’a vermek mümkün mü?
Bilakis yeryüzündeki mevcut hataların, zulümlerin hepsinin yegâne müsebbibi insandır.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca konuyla alakalı olabilecek videomuzu izleyebilirsin 🙂
Yorumlar (0)