İlmin ve âlimin faziletine dair pek çok hadis rivayeti  söz konusudur. Bunlardan birkaç tanesi aşağıda arz edilmiştir:

“Alim olan kimsenin, âbid olan / ibadet eden kimseden yetmiş derece üstünlüğü vardır. Bu, her bir derecenin arası gök-yer kadardır.” (Mecmau’z-Zevaid; 1/122)

“Allah katında, sabah-akşam ilimle meşgul olmak, Allah yolunda cihat etmekten daha üstündür.”  (Kenzu’l-Ummal, h. No: 20240).

“Amellerin en faziletlisi, Allah’ı tanıma / zat, sıfat ve isimlerini öğreten ilimdir. Şüphesiz, ilimle birlikte amelin azı da çoğu da sana fayda verir. Fakat cehaletle birlikte amelin ne azı, ne de çoğu fayda verir.” (Camiü’s-Sağir, 1/346, Kenzu’l-Ummal, h.no: 28731)

İlmin ibadetten daha üstün olması, izaha ihtiyaç duymayacak kadar açıktır. Çünkü; ilim, ibadetsiz olabilir, fakat hiçbir ibadet ilimsiz olmaz. İlmin kendisi de bir ibadettir.

“Bir kimse iyi bir çığır açarsa, kıyamete kadar o çığırı takip eden kimselerin kazandığı sevapların bir misli, o ilk çığırı açan kimsenin defterine yazılır.” (Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64)

mealindeki hadiste ifade edildiği üzere, dinin bir hükmünü açıklayan bir kimsenin bu ilmi sebebiyle imana gelen, helal-harama dikkat eden, güzel ahlak sahibi olan, güzelce ibadet eden binlerce veya milyonlarca insanın söz konusu alime kazandırdığı sevabı düşündüğümüzde, bir saat ilimle meşgul olmanın, nasıl yıllarca ibadet etmekten üstün geldiğini anlamakta zorluk çekmeyiz.

Yukarıdaki hadislerden de bu konuyu aydınlatan noktaları görmek mümkündür.

Selametle…

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin 🙂