Değerli kardeşimiz,
Resmin gazetede veya televizyonda olmasının farkı yoktur.
Fotoğrafı ikiye ayırmak gerek; canlıya âit fotoğraflar, cansıza ait fotoğraflar.
Canlıya âit fotoğraflar, ya yaşayacak şekilde boy resmi olur yahut da yaşamayacak şekilde yarım resim olur. Yaşamayacak şekilde yarım, yahut da bakınca seçilemeyecek kadar küçük olursa, mahzur yoktur denebilir. Ancak boy resim ve fotoğraflarına (bir ihtiyaç olmaksızın) cevaz verilmemiştir.
Cansıza âit resimlere, yani manzaralara gelince, bunun câiz olduğu kesindir. Çiçek, göl ve orman manzaraları gibi görüntüler çekilebilir, evlerin belli yerlerine asılıp ilâhî kudret takdirle seyredilebilir.
Canlıya ait boy resimlerini, (insan, hayvan ve diğer canlı varlıklar gibi) odanın duvarına asıp, bakınca tümüyle görünür hâlde bırakmak, bu odada namaz kılmayı mekruh hâle getirmek demektir. Bu itibarla, duvarlarında canlılara ait boy resimleri bulunan odada kılınan namaz mekruh olur. Resimler kıble cihetinde ise mekruhluk şiddetlenir, yanda ise azalır, arkada ise daha da azalmış sayılır.
Böyle resimler ya indirilmeli, yahut da üzeri örtülerek namaza durulmalıdır. Boy resimlerini kapalı bir yerde tutmak, ancak gerektiğinde görülecek hâlde muhafaza etmekte beis yoktur.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Yorumlar (0)