Söz konusu iki ülkede de müminlerin oruçlarını tutmaları, başkasına söz hakkı bırakmayacak kadar bir kolaylığın varlığını gösterir. Allah, daha fazla oruç tutanlara, daha fazla sabır ve güç vermek suretiyle onların işini kolaylaştırıyor. Müslümanlar arasında meşhur olan “Orucu emreden Allah sabrını da verir” sözü bu gerçeğin altını çizmektedir. Allah, daha uzun süre oruç tutanlara daha fazla sevap verir. Bu ise “emek-ücret” dengesi açısından son derece adaletli bir uygulamadır.
Diğer taraftan, orucun Kameri takvime göre tutulması, yaratılışa daha uygun olduğu gibi soruda geçen iddianın aksine, Müslümanlar arasındaki adalete de vesiledir.
Müminlerin dinî ibadetlerinin ritmini ay takvimi ayarlamaktadır. Bu suretle Kur’ân, Müslümanlar arasındaki adaleti sağlamıştır. Çünkü İslam dini, evrensel bir din olup; mensupları, gerek günlerinin uzunluğu gerekse iklim şartlarının farklılık gösterdiği çeşitli coğrafi bölgelerde yaşamaktadırlar. İslam dinindeki namaz ve oruç gibi başlıca ibadetler ise; güneşin doğuş ve batış zamanlarına göre ayarlanmaktadır.
Şayet İslam ay yılını değil de güneş yılını esas kabul etseydi, bir kısım Müslümanlar hep uzun günlerde oruç tutacak, diğer Müslümanlardan hayatları boyunca daha ağır şartlarda ibadet etmek zorunda kalacaklardı.
Mesela Hicri takvimde Ramazan Ayı -miladiye göre- her sene on bir gün daha erken geldiği için, her mevsimi tek tek gezmektedir. Böylece bütün Müslümanlar ömürleri boyunca hep aynı ayda değil, yılın her ayında her mevsiminde oruç tutmuş olurlar.
Buna göre, yazın çok uzun oruç tutulan yerlerde, kışın çok kısa olacaktır.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
BİR KIZ VEYA BİR ERKEK ALEVÎ BİRİYLE EVLENEBİLİR Mİ?
KENDİNİ BEĞENDİRMEYE ÇALIŞMAK GÜNAH MIDIR?
ALKOL SATAN MARKETLERDE ÇALIŞMAK CAİZ MİDİR?
KADIN, ERKEK KARIŞIK BİR ORTAMDA İŞ ÇALIŞMAK HARAM MIDIR?
DERSLERİMİZDE BAŞARILI OLMAK İÇİN NASIL DUA ETMELİYİZ?
Yorumlar (0)