Değerli kardeşimiz,
Tecvid: Her bir harfin hakkını vererek telaffuz etmek anlamını taşır. Bu bakımdan Kur’an-ı Kerim tecvidli okunduğu gibi, duaları da tecvitli okumak en güzelidir. Ancak tecvid bilmeyen bir kişinin Kur’an-ı Kerim ve duaları okuması caiz olduğu gibi, Kur’an-ı Kerimi ve namaz dualarını tecvitli okumamak namazı bozmaz.
Tecvdin gayesi, Yüce Allah’ın “Kur’an’ı açık açık, tane tane oku.” (Müzemmil, 73/4) buyruğunu gerçekleştirmektir. Buna göre Kur’an-ı Kerim, ağır ağır, harflerini belli ede ede, öyle ki, dinleyenlerin adeta harflerini sayabileceği şekilde okunmalıdır. Bu ayette Kur’an’ın güzel, ahenkli ve tane tane okunması, telaffuzu ve harflerin çıkış yerlerine uygun bir şekilde tilavet edilmesine dikkat çekilmektedir.
Kur’an-ı Kerim Allah katından lafız ve manasıyla birlikte inmiş olduğu için, Kur’an bütünlüğünü oluşturan lafız ve mana örgüsüne önem vermek gerekmektedir. Kur’an-ı Kerim’in Arapça olması, onun bu dilin özelliklerine göre okunmasını da gerekli kılmaktadır. Kur’an’ın belirli kurallara göre okunması gerektiğine göre, bu kuralların bir çeşit toplamı demek olan tecvîd de Kur’an tilâvetinin ayrılmaz parçası durumundadır.
Hz. Peygamber (asm), Kur’an’ın tecvîdle okunmasına büyük önem vermiş ve böyle okuyanları da takdirle karşılayarak bu kimselere iltifatta bulunmuştur. Meselâ, Kur’an’ı güzel okuma konusunda ün yapmış bir sahabe olan İbn Mes’ud için;
“Kim Kur’an’ı ilk indiği şekilde okumayı severse, İbn Mes’ud’un kıraatini okusun.” (İbn Mâce, Mukaddime, 11, I, 49, no: 138). buyurmuşlardır.
İbn Mes’ud’un “Kur’an’ı tecvîd ile okuyun, güzel seslerle onu süsleyin ve Arapça kurallara uygun olarak okuyun.” (İbnü’l-Cezerî, en-Neşr fî Kıraati’l-Aşr, I, 210) şeklindeki sözleri de tecvîde uyma konusunda sahabenin titizliğini göstermesi açısından önemlidir.
Özetle söylenecek olursa; tecvîdin konusu, Kur’an kelimelerini oluşturan harfler; gayesi de Kur’an-ı Kerîm’i hatasız ve güzel bir şekilde okumaktır. (Bu konuda daha geniş bilgi için bk. İsmail Karaçam, Kur’an-ı Kerim ‘in Faziletleri ve Okunma Kaideleri, 173-185).
(Erdoğan PAZARBAŞI, Şamil İslam Ans.)
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Yorumlar (0)