Değerli kardeşimiz,
Günah işleyen kimse, dünya ve ahirette büyük sıkıntılara maruz kalır.
Bazen, işlenen bir günaha ondan daha büyük pek çok günah eklenir. Mesela, günahta ısrar etmek, ona özenmek, tövbeyi geciktirmek, benzeri bir günahı elde edince tat almak, yahut kaçırınca üzülmek, günah işlemekle sevinmek, yahut iki kişi arasında olacak bir günaha başkasını sevk etmek, Allah Teala’nın (kendisine emanet ettiği) malını günahta harcamak ki, bu aynı zamanda nimete karşı bir nankörlüktür.
“İnsan günah işleyince, kalbinde bir siyah nokta belirir. Tövbe ile hemen onu silmezse, o nokta kalbinde öylece kalır. Sonra ikinci bir günah işlerse, kalbinde bir nokta daha belirir…” (İbn Mace, Zühd 29)
Bu sebeple günahlarda ısrarcı olmadan onu hemen temizleme çok ciddi önem arz ediyor.
Şunu unutmayalım ki günahlardan duyulan pişmanlık, aslında tövbenin kendisidir. Bu konuda,
“Günahından tövbe eden hiç günah işlememiş gibi olur.” (İbn Mace, Zühd 30)
mealindeki Allah Resulü’nün müjdesi içimizi aydınlatıyor.
Diğer taraftan,
“Açık da olsa, gizli de olsa günahlardan sakının!..” (Enam, 6/120)
mealindeki âyet, günahlardan sakınma konusunda her zaman hassas olmamız gerektiğini vurgulamaktadır.
Fakat gizli işlenmiş bir günahı açığa vurmak ayrıca günahtır:
“Günahlarını açıklayanlar hariç bütün (samimi tövbe eden) insanlar affedilmiştir. İnsanlardan birisi geceleyin bir günah işler, Allah Teâlâ günahını örtmüştür. Ancak, sabaha çıkınca Allah Teâlâ’nın örttüğü perdeye açar ve günahını (insanlara) anlatırsa, işte bu affedilmez.” (Buharî, Edeb, 60; Müslim, Zühd, 52)
Çoğu zaman bir günahkâr, başkalarının da uyduğu bir günah çığırı açar, onunla amel edildiği müddetçe o günahın getireceği kötülükler kendisine yazılmaya devam eder. (bk. Müslim, İlim, 15; Zekat, 69; Nesaî, Zekat, 64)
Günahların açıkça işlenmesi, teşhir edilmesi toplumun diğer fertlerine kötü örnek olacağı gibi, insan şahsiyetini de zedeler. İnsanlar yaptıkları kötülükleri başkalarının da işlediğini görünce psikolojik olarak rahatlar; musîbetin paylaşılması elem yükünü hafifletir ve o kötülüğün daha rahat ve cesurca işlenmesine psikolojik zemin hazırlar. İnsan, hayatının zayıf bir döneminde yapmış olduğu bir kötülüğü terkettikten sonra unutmak ve başkalarının da unutmasını ister. Ancak günahını başkalarına anlatmışsa, insanlar onu hayat boyunca o kötülüğü ile hatırlayacaktır. Bunun için kötülüğün şuyûunun vukûundan daha zararlı olduğu kabul edilmiştir.
Allah Teâlâ, âyet-i kerimede, başkalarını günaha sevk etmeyi münafıkların sıfatı olarak zikretmiş ve şöyle buyurmuştur:
“Münafık erkekler ve münafık kadınlar (sizden değil) birbirlerindendir. Çünkü onlar kötülüğü emreder, iyilikten alıkoyarlar.” (Tevbe, 9/67)
Kişinin günahını gizlemesi bir nevi pişmanlık olduğundan, tövbenin kabulü için ilk adım sayılmış ve günahını gizleyen insanların affedileceği bildirilmiştir:
“Allah, kıyamet gününde mümin kuluna yaklaşır, şefkatiyle örterek insanlardan gizler; ‘Şu, şu günahını biliyor musun?’ der; kul ‘Evet Rabbim biliyorum.’ der. Allah tekrar ‘Şu şu günahını da biliyor musun?’ der; o kul ‘Evet, Rabbim’ der. Böylece o insan bütün günahlarını ikrar eder. Artık ben kurtulamam diye düşünmeye başlayınca Allah, ‘Ben senin bütün o günahlarını dünyada örttüm. İşte bugün de onları mağfiret edeceğim.’ der.” (Buhârî, Mezâlim, 3).
Allah insanı üç çeşit örtü ile örtmüştür. İlk örtü; insanın ayıp ve çirkin görünen yerlerini gizleyen elbiseleridir. İkincisi; insanın fikir, düşünce ve hayallerinin kalbinde gizlenmesidir. Üçüncüsü ise; Allah kulunun günahlarını örtmüş, gizlemiş; günahlarını sevaba çevirmiş, sanki hiç günah işlememiş gibi ahirette yalnızca sevaplarını yazan kitabını vermiştir. (Gazâlî, Esmâü’l-Hüsnâ, terc. Y. Arıkan, s.128)
Buna göre, bu dünyada gizli kalan günahlar, ahirette de gizli kalır. Açıktan işlenen günahlar da ahirette açıkça görülür.
Allah bütün günahları herkese göstermeyecektir. Nitekim, tövbe edilmiş bazı günahları veya başkasının günahını gizleyen kişilerin günahlarını da Allah gizleyecektir.
Allah’ın kulları sadece insanlar değildir. Bütün kâinat, melekler ve daha nice varlıklara insanın yaptığı iyilikler ve kötülükler gösterilecektir.
En önemlisi, Allah adaletini ve herkese hak ettiğini verdiğini böylece göstermiş ve ilan etmiş olacaktır. Bunu da en önce kişinin kendine gösterecektir.
“Lût kavminin amelini işleyen kimse denizler dolusu su ile yıkansa günahını temizleyemez. Onu ancak tövbe temizler.” (Deylemi, Firdevsü’l-Ahbar, No: 6892; Aclunî, Keşfu’l-hafâ, No: 2093)
anlamındaki rivâyet, vefat etmeden hakkıyla yapılacak bir tövbenin, günahları affedeceğini haber vermektedir.
Buna göre, affedilmeyecek günahlar, açık veya gizli hangi günah olursa olsun, tövbe edilmeyen günahlar olarak anlaşılabilir.,
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Yorumlar (0)