İslam’da Hz. Peygamber (asm)’in sünneti ikinci teşri kaynağıdır. Allah’ın elçisi Allah’a muhalif hareket etmediğine göre, onun bütün tasarrufları Allah’ın izin ve himayesindedir.

Bir hüküm, daha karar kılmadan önce, şayet Hz. Peygamber’in içtihadında bir hata olursa, Allah onu derhal düzletir. Nitekim, Bedir ganimetlerinin taksiminde de böyle bir hadise cereyan etmişti. Fakat, İslam’ın hükümleri tamamen karar kıldıktan sonra, sünnetin hükmü, Kur’an’ın hükmü gibi bağlayıcıdır.

İslam alimleri, birçok ayet ve hadislere dayanarak Hz. Peygamber (asm)’in de hüküm koyma yetkisinin olduğunu belirtmişlerdir. Aşağıda mealleri verilen ayetler, bu konuda misal olarak zikredilebilir:

“Peygamber size her ne getirirse onu alın, sizi neden menederse ondan da sakının.” (Haşr, 59/7)

“Kim Resûlullah’a itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisâ, 4/80)

“Ey iman edenler! Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin. Kur’ân’ı ve Resûlullah’ın öğütlerini işitip durduğunuz halde ondan 1yüz çevirmeyin!” (Enfâl, 8/20)

“Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle ve salihlerle birliktedir. İşte bunlar ne güzel arkadaştır!” (Nisâ, 4/69)

“Allah ve Resûlü, herhangi bir meselede hüküm bildirdikten sonra, artık inanmış bir erkek ve kadının, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab, 33/36)

“Hayır, hayır! Senin Rabbin hakkı için, onlar aralarında ihtilâf ettikleri meselelerde seni hakem kabul edip, sonra da verdiğin hükümden ötürü içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın sana tam bir teslimiyetle bağlanmadıkça iman etmiş olmazlar.” (Nisâ, 4/65)

– İslam bilginlerine göre, “Aranızda herhangi bir konuda ihtilafa düşerseniz, onu Allah’a ve elçisine götürün.” (Nisa, 4/59) mealindeki ayette söz konusu edilen emirden maksat, işi Allah’ın kitabı Kur’an ile hayatta olduğu müddetçe Hz. Peygamber (asm)’in kendisine, vefatından sonra ise, onun sünnetine göre çözmek demektir. (Abdulğanî, Abdulhâlık, Hücciyetü’s-Sünne, 298)

İmam Şafiî de bu âyetin yorumunda şunları söylemiştir: Ayette geçen “itaat” kelimesinin Allah için olduğu gibi, Hz. Peygamber (asm) için de ayrıca tekrarlanması, O’nun  Kur’an’ın dışında yaptığı emir ve yasaklarına karşı da itaat etmenin gereğine işaret etmek içindir. “Sizden olan emir sahiplerine de” ifadesinde görüldüğü üzere, emir sahipleri için ayrıca bir “itaat” kelimesinin kullanılmaması, aksine cümle içerisinde (atıf yoluyla) Allah ve Resûlüne karşı yapılması istenen itaate tâbi kılınarak ifade edilmesi, onlara yapılacak itaatin mutlak olmayıp, Allah’ın kitabı ve elçisinin sünnetine uyma şartına bağlı olduğunu göstermek içindir. (Şafiî, er-Risâle, 79-80)

Kaynak: Sorularla İslamiyet

Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin 🙂