Değerli kardeşimiz,
Şafii mezhebinde Kunut duası okuma eb’ad (kuvvetli) sünnetlerdendir. Terkedildiğinde sehiv secdesi gerekir. Bu Kunut sabah namazının farzının ikinci rekatinde rükudan kalktıktan sonra, ayakta okunur. Ayrıca vitir namazını Ramazan ayında cemaatle kılmak ve bu ayın ikinci yarısında vitrin son rek’atında Kunut duası okumak da sünnettir.
Kunut, Allah’a övgü ve duayı kapsayan bütün sözlerdir. Ancak sünnet olanı, Yüce Peygamberimiz (asm)’den nakledilen duaları okum aktır.
Tek başına namaz kılan kişi bu duayı okurken tekil zamirleriyle okumalıdır. Şöyle ki: “İhdinâ ve âfinâ” şeklinde değil de, “ihdinî ve âfinî” şeklinde telaffuz ederek duayı kendi şahsı için yapmalıdır. Yalnız “tebârekte rabbenâ” cümlesindeki çoğul zamirini tekile çevirmemeli, yani “tebârekte rabbî” dememelidir. İmam ise duaların tamamını çoğul zamiri ile okumalı, meselâ “ihdinî ve âfinî” şeklinde değil de, “ihdinâ ve âfinâ” şeklinde okumalıdır.
İmamın kıldığı namaz kaza olsa bile Kunut’u sesli okuması sünnettir. Tek başına vitir namazını kılan kişinin kıldığı bu namaz eda olsa bile Kunut duasını sessizce okuması sünnettir. İmama uyarak namaz kılmakta olan kişiye gelince o, ellerini açarak semaya kaldırmalı ve imamın okuduğu dualara âmin demelidir.
Namaz kılan kişi, Kunut’un bir kısmını okumazsa, bunun için sehiv secdesi yapması gerekir. Sabah namazında, Hanefî mezhebindeki bir imama tâbi olarak namaz kılan Şafiî mezhebindeki bir kişinin, selâmdan sonra sehiv secdesi yapması sünnettir.
Musibetvari şiddet olaylarının vuku bulması, felâket ve mihnetlerin başa gelmesi zamanlarında, bütün vakit namazlarında Kunut duası okunabilir.
Hanefî mezhebine göre ise, bu gibi durumlarda sadece sabah namazında Kunut duası okunabilir; diğer vakit namazlarında okunmaz.
Bu durumda imam da tek başına namaz kılan kişi de -namazları sessiz kıraatli namazlardan olsa bile- Kunut duasını sesli okurlar. İmama uyarak namaz kılmakta olan kişi ise, imamın duasına karşılık âmin der. Bu durumda Kunut’un bir kısmı okunmazsa, sehiv secdesi gerekmez.
Şafiî mezhebine mensup bir imamın arkasında sabah namazını kılmakta olan Hanefî mezhebine mensup bir kişi, ikinci rek’atın rükûundan sonra Kunut duasını okumaya başlayan imamını, ellerini yan taraflarına salmış vaziyette susarak dinler. (İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, II/9,)
Şafii mezhebinde okunan kunut duası:
“Allahümmehdina fîmen hedeyte. Ve âfinâ fimen âfeyte. Ve tevellena fimen tevelleyte. Ve bariklena fîma â’tayte. Ve kınâ şerra mâ kadayte. Feinneke takdî velâ yukdâ âleyke. Ve innehu lâ yezillü men vâleyte. Velâ yeizzü men âdeyte. Tebârekte Rabbenâ ve teâleyte. Felekel hamdu âla ma kadayte. Nestağfirüke ve netubu ileyke. Ve sallallahu âla seyyiddina Muhammedin ve âla alihi ve sahbihi ve sellem.”
“Allah’ım, hidayet ettiklerinin yoluna bizi de hidâyet et. Allah’ım, âfiyet ver. Dost edindiklerinle beraber bizi de dost edin. Verdiğin şeyleri bize mübârek eyle. Hükmettiğin şeylerin şerrinden bizi koru. Şüphesiz Sen hüküm verirsin, fakat kimse sana hüküm veremez. Senin sevdiklerin zelil olmaz. Senin düşman oldukların ise aslâ aziz olmaz. Rabbimiz, sen mübarek ve yücesin. Allah’ın Rasulü Muhammed’e salat ve selam olsun.”
Yorumlar (0)