Nevruz’un lügat mânâsı yeni gün demektir. Eski İranlıların yılbaşı olarak bildikleri günün adıdır. Nevruz, güneşin hamel (kuzu) burcuna girdiği gün olup, Milâdî Mart’ın 22’sine rastlar. Bugün, ilkbaharın başlangıcı, bitkilerin toprak yüzüne çıktığı, ağaçların yeşerdiği, hayvanların inlerinden, kuşların yuvalarından çıkıp dünyayı şenlendirdiği bir gün olarak bilinir. Bugün İran ve Irak’ta halen bayram olarak kutlanır.
Nevruz’un dinî bir mahiyeti olmamakla beraber, mahlûkatın yeryüzünü canlandırıp şenlendirdiği gün olduğu için bir nevi “bayram” havası yaşanır. Bugünün nasıl, ne şekilde ve nerede, kim tarafından tespit edilip bir bayram şekline getirildiği hususunda farklı görüşler vardır.
Bediüzzaman Hazretleri de Nevruz gününe ayrı bir ehemmiyet verirdi. Talebelerinden Muhsin Alev bu hususta şöyle bir hatırasını anlatır: “Üstad gezmeyi, bilhassa bahar ve yaz aylarında kırlarda dolaşmayı çok severdi. Mahlûkatla, mevcudatla baş başa kalıp derin derin tefekkür ederdi. İstanbul’da Nevruz günü kıra giderken bizi de yanında götürürdü. Kırda,’Bugün mahlûkatın bayramıdır’ diye Nevruz’un önemini bize anlatmıştı. Kırda köpeklere ekmek parçası verip, ‘Bugün, bu Neveruz bayramından bu köpeğin bile bir hissesi vardır. Bahar mahlûkatın bayramıdır. Biz de onların bayramına iştirak edelim.’ demişti. Çok sevinçli bir hali vardı Nevruz günü…” (Son Şâhitler, I/218)
Bahara ve mahlûkata bu gözle, îman dürbünüyle bakılırsa, bütün bahar günlerinden mânen istifade edildiği gibi, Nevruz gününden de istifade edilir. Ama bugün, kutlanacaksa bile, meşruiyet ve helâl dairesini aşmamak lâzımdır. “Nevruz’dur” diyerek başka zamanlar haram ve caiz olmayan şeyler meşrulaştırılamaz. Kırlara çıkmak, yemek içmek, helâl dairede eğlenmek, ziyaretlerde bulunmak mümkün ve güzeldir. Fakat hiçbir surette ne içki içmek, ne de nâmahremlik sınırlarını aşan davranışlar helâl olur.
Bu vesile ile şu hususu da hatırlatalım: Nevruz’da oruç tutmak mekruhtur. O gün oruç tutmamak daha faziletlidir. Çünkü bugüne dinî bir hüviyet verip, mübarek gün gibi görmek caiz görülmemektedir. Ancak Ramazan’a rastlarsa tutmak gerekir, çünkü farz oruçtur.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin.
Bazı Merak Edilen Sorular:
RABBENA DUASIYLA KILINAN VİTİR NAMAZI GEÇERLİ Mİ?
NAMAZ KILARKEN, TAKKE ALNIMIZI KAPATTIĞI HALDE SECDE ETMEMİZ NAMAZI BOZAR MI?
“NASIL YAŞARSANIZ ÖYLE YÖNETİLİRSİNİZ.” SÖZÜNÜN KAYNAĞI VE TOPLUM İÇİN ÖNEMİ NEDİR?
KIBLE YÖNÜNÜ BİLMEYEN KİMSE, NAMAZINI NASIL KILMALIDIR?
ŞAFİ MEZHEBİNDE VİTİR NAMAZI VACİP MİDİR, NAMAZ NASIL KILINIR?
Yorumlar (0)