Değerli kardeşim,
Bir dilin zaman içerisinde yeni manalara açık olması, kelimelerin yeni anlamlar kazanması bir gerçektir. Bu konuyu araştıran “semantik” (anlam bilimi) adıyla bir bilim dalı da vardır. Arapça da bu kuraldan istisna değildir.
Yüz yıllar önce bu konuya dikkat çeken alimler vardır. Şatıbî de el-Muvafakat adlı eserinde ilmî tefsir anlayışına karşı çıkarken bu gerekçeyi öne sürmüştür. Ancak, Kur’an gibi sonsuz ilahî ilmi yansıtan ezelî ve ebedî bir kitaba bakarken, o sonsuz ilmin ön gördüğü hikmetli ifadeleri ve o hikmetli ifadelerin ön gördüğü kelimelerin tercihini aklın gözünden ırak tutmamak gerekir. Zaman ve mekân üstü bir konuma sahip olan Kur’an’da kullanılan ifadelerin ve kelimelerin bir çok mana ifade etmesi, onun mucizeliğinin bir gereğidir. Çünkü, Kur’an yalnız o zamanın insanlarına ve onların anlayışlarına hitap eden bir kitap olamaz.
Her asra hitab eden ilahî bir kitap olan Kur’an-ı Hakîm’in o günkü insanlara hitap ettiği aynı cümlede bin yıl sonra gelecek insanları da tatmin edecek bir üslubu kullanması hikmetinin bir gereğidir. Bu sebeple, kullanılan ifade ve kelimelerin zaman içerisinde ilmî keşiflere işaret edecek olması da onların özellikle kullanılmasının önemli bir tercih sebebidir.
Kaynak: Sorularla İslamiyet
Yorumlar (0)