Değerli kardeşim,

Bu bilgi Turan Dursun’un yalanlarından ve iftiralarından birdir. Bunun yalan ve iftira olduğunun en büyük delili Ku’an ayetleridir:

“(Resulüm!) Şüphesiz biz senin yüzünün, göğe doğru çevrilmekte olduğunu görüyoruz. Elbette seni, hoşlandığın bir kıbleye döndüreceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (Ey müminler!) Nerede bulunursanız bulunun, siz de (namazlarda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphe yok ki kendilerine kitap verilenler, bunun (kıbleyi çevirmenin) Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yaptıklarından asla habersiz değildir.” (Bakara, 2/144)

– Ayrıca, Bakara suresinde 144-150. ayetler de kıblenin Mescid-i Haram’a doğru olduğunu bildirilmektedir.

150. ayetin meali şöyledir:

“(Resulüm!) her nereden yola çıkarsan çık (hangi tarafa gidersen git, bulunduğun yerde), yüzünü (namazda) Mescid-i Haram yönüne çevir. (Ey müminler!) siz de nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa çevirin ki, insanlar için aleyhinize bir delil olmasın. Ancak onlardan zulmedenler müstesna! Sakın onlardan korkmayın! Yalnız benden korkun. Ta ki ben de size olan nimetimi tamamlayayım da böylece hidayete ermiş olasınız.” (Bakara, 2/150)

İlginç bir tevafuktur ki, Bakara suresinin bu 150. ayeti, Turan Dursun’un “150 yıl” yalanını altüst etmiştir.  Bu da Kur’an’ın kıyamete kadar devam eden bir mucize olduğunun göstergesidir.

Turan Dursun’un alıntı yaptığı Dan Gibson gibi bir keferenin yalanlarına mı bakacağız!..

Bu adam 2006’da ölmüş Kanadalı bir fotoğrafçı ve sinemacı bir artisttir. Kuvvetli ihtimalle Yahudi kökenlidir. Çünkü kıble olarak gösterdiği Petra antik şehri Ürdün topraklarında Lut Gölü yakınında ve İsrail’e oldukça yakın olan bir yerdir.

Hatta bazı bilgilere göre orada “Vadi Musa” denilen bir yer de vardır. Şimdi Gibson’un kıblesinin neden Petra’ya çevrildiğini daha iyi anlıyoruz…

Bunun yine Yahudi kökenli bir yandaşı da, tarihi araştırmalarında Mekke diye bir şehrin olmadığını, Hz. İsmail’in Mekke’ye değil, Mısır tarafına yerleştiğini iddia etmişti.

İslam Alemi bilim ve o günkü teknoloji bakımından zirvede olduğu ilk asırlarda, Avrupa ve benzeri küfür diyarı cehaletin zirvesinde idi. Müslümanların en önemli bir dini unsuru/kıbleyi tespitte hata etmeleri nasıl düşünülebilir?

Üstelik Gibson (eğer bu adamın öyle bir çalışması da varsa) bu kıblenin Kâbe dışında Petra denilen bir şehre yönelik olmasını, bilerek yapılan bir şey olduğunu da ima etmektedir.

İşte tam da bu “ima”ya ima etmesi, kendisinin yalancılığını ortaya koymuştur.

Kur’an’ın bu kadar ayetleri ortada iken, Müslümanların bilerek böyle bir şey yapmaları hangi akla hizmet eder?  

Fazla uzatmaya gerek yok…

Bunun açık bir yalan ve iftira olduğunda ve bir Turan Dursun uydurması olduğunda zerre miktar şüphe yoktur.

Kaynak: Sorularla İslamiyet